Fethiye gezi rehberi ile Türkiye’nin en iyi tatil bölgesinden biri olan bu bölgeye gitmeden önce bilgi sahibi olmanız ve Fethiye planlamanızı daha iyi yapmanız adına güzel bir rehber hazırladık.
Türkiye’nin turizm merkezi Fethiye aslına bakarsanız sadece ülkemize değil ayrıca dünyaya mal olmuş bir turizm cennetidir. Ülkemizin en popüler tatil merkezi olan Fethiye’nin bu kadar talep görmesi ve popüler hale gelmesi dağlardan kıyılara uzanan çam ormanları, uzun sahil şeridi, yeşil ve mavinin ahenk içinde birbiriyle uyumdan kaynaklanıyor.
FETHİYE NEREDE
Fethiye merkeze 12 km uzaklıktaki Ölüdeniz Ovacık, Hisarönü ve Belceğiz mahallelerinden oluşan bir bölge. Fethiye merkezden kalka minibüsler ile bahsettiğimiz bu üç mahalleye kolayla ulaşabilirsiniz. Ancak Fethiye tatiliniz boyunca rahatlıkla gezmek ve çevreyi keşfetmek için kendi arabanızla seyahat etmenizi öneriyoruz.
Muğla – Fethiye : 116 km
Antalya – Fethiye : 200 km
İzmir – Fethiye : 335 km
Ankara – Fethiye : 630 km
İstanbul – Fethiye : 800 km
Karayoluyla gelmek yerine Fethiye’ye 45 km uzaklıktaki Dalaman havalimanı bir diğer tercihiniz olabilir. Hatta dilerseniz havalimanından da aracınızı kiralayabilirsiniz.
Bir diğer seçenek ise Antalya havalimanına uçup buradan Fethiye’ye gelmektir.
FETHİYE TARİHİ
Çok eski zamanlardan bu yana yerleşim yeri olan Fethiye, Likyalıların himayesi altında kalmış. Ve Likyalılar döneminde kent Telmessos adıyla anılmıştır. Fethiye, Mendos Dağı’nın eteklerinde Telmessos’un üzerine kurulmuştur. Kent adını tanrı Apollon’un oğlu olan Telmessos’tan almıştır. Likyalılar’dan sonra kente Persler ve sonrasında Büyük İskender hakim olmuştur. Ardından kısa bir süreliğine Mısır eğemenliğine geçtikten sonra Roma İmparatorluğu’nun işgaline uğrayarak bu sefer Işıklar ülkesi anlamına gelen kentin ismi “Uzak Diyar” anlamına gelen Makri/Meğri ismini anlmıştır. Roma İmpatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle kent Bizans/Doğu Roma İmparatorluğu himayesinde kalmıştır. Kentin Bizanslıların elinden Osmanlılara geçmesi 1424 yılında gerçekleşir. Osmanlı topraklarına katılan kent Cumhuriyetin kurulmasıyla 1934 yılında Muğla ilçesine bağlanan bir ilçe olmuş. Fethiye isminin nereden geldiği sorusunun cevabı ise; 1913 yılında Şam’dan havalanan ve düşen uçakta ilk pilotlarımızdan olan Fethi Bey’in şehit olması üzerine kente şehit pilotun anısına Fethiye ismi verilmiştir.
FETHİYE GEZİLECEK YERLER
Türkiye’de gerçek anlamda tatilin hakkını veren yerlerden biri olduğunu düşündüğümüz fethiye tatile çıkan herkesin istediğini bulabileceği bir bölge. Doğa yürüyüşlerinden tekne turlarına, kanyon trekkiginden antik ören yerlerine kadar her türlü tatil anlayışını barındırmasıyla pişman olmayacağınız bir tatil bölgesi.
1.FETHİYE KUMSALLARI
Yılın bilmem kaç günü çalışıp, hayatın akışında kendimizi kaybetmiş bizler yıllık izin zamanı geldiğinde kendimizi özellikle sahil kesimine atmak isteriz. Yıllar önce Çin’den gelen bir Çin’li öğretmenden özel ders alırken sanırım o gün konu tatilden açıldı ki o konu üzerine konuşmaya başlamıştır. Kusura bakmayın ama anlamadığım bir şey var dedi. Siz Türkler neden sadece yazın tatile çıkıyorsunuz diye sormuştu. Aslında onu şaşırtmasına rağmen oldukça da mantıklı bir soruydu. Çünkü ben bile dünyanın herhangi bir ülkesinde halkının %80’inin sadece yazın izin kullandığı bir ülke ne gördüm ne duydum. İşte bundan dolayıdır ki biz Türkler için tatil demek yaz dönemi demek. Böyle olunca da yazlık bölgeler, sahil kesimleri en talep ettiğimiz tatil yerleri oluyor. Konuyu çok dağıtmadan ana başlıklarımıza dönecek olursak; madem yaz tatili için Fethiye bölgesinden bahsediyoruz. Yapılacak aktivitelerimiz arasında en öncelikli olan da kumsallar ve denize girmek oluyor. Fethiye kumsallarını listelemeye geçebiliriz;
-Ölüdeniz Plajı ve Tabiat Parkı
Lagünler, deniz veya okyanusla bağlantısı olan sığ göllere verilen isimdir. Türkiye’de lagün örneğinin en güzeli de Fethiye’deki Ölüdeniz. Bundan başka lagün var mı ki diye soranlar olursa Terkos, Büyükçekmece ve Küçükçekmece göllerinin de birer lagün olduğunu hatırlatmak isteriz.
Ölüdeniz Plajı Fethiye merkezden 16 km uzaklıkta. Ölüdeniz plajına en yakın mahalle ise Belceğiz’dir. Eğer bu bölgede konaklama yapacaksanız yürüyerek Ölüdeniz Plajı ve Tabiat parkına gidebilirsiniz. Ölüdeniz ya da diğer adıyla Belcekız plajına girmek ücretsizken Ölüdeniz Tabiat Parkı için giriş ücret ödemeniz gerekiyor.
Yetişkin ücreti : 9 TL
Öğrenci Ücreti : 4.5 TL
Araç Ücreti : 27 TL
-Kıdrak Plajı
Belcekız Plajının 2.5 km uzağında Faralya yolu üzerindeki Kıdrak Plajına araçla ya da yürüyerek yarım saatte gidebilirsiniz. Ölüdeniz plajının kalabalığından bir nebze olsun sıyrılmak için arkanızı çam ormanlarına verip sere serpe uzanıp masmavi berrak suyun tadını çıkabileceğiniz kumsaldır. Kumsal yumuşak kuma değil çakıllı bir kuma sahiptir!
Denizi birden derinleştiği için çocuklu ailelere tavsiye etmiyoruz. Ayrıca plaja giriş ücrete tabi. Bunun dışınsa şezlong ve şemsiyeyi de ücrete tabi kiralayabilirsiniz. Eğer işletmeyi kullanmak istemezseniz kendi sandalye ve şemsiyenizi de götürmeniz bir seçenek. Kıdrak plajı için belirtmek istediğimiz en önemli şey buraya akşam üstü saati ziyaret etmemeniz yönündedir. Çünkü plajın arkası dağ olduğu için günün ilerleyen saatinde güneş batmaya başlayınca dağ güneşi kesiyor ve plaja gölge düşüyor!
-Kelebekler Vadisi – Faralya
Dik kayaların arasında sıkışıp kalmış bir cennet Kelebekler Vadisi. Karadan ulaşımı olmayan vadiye gelmek için Ölüdeniz’den kalkan tekne turu satın almanız gerekiyor. Ölüdeniz’den kalkan tekneler yarım saatte Kelebekler Vadisine varıyor. Vadide şelale de var. Fakat yaz aylarında kuraklık nedeniyle suyu fazla olmadığı için eğer tekne turuyla gelecekseniz vaktinizi şelaleye gitmek yerine kumsalda geçirmeye ayırın. Dileyenler Kelebekler Vadisinde kam yapabilir. Bunun için tekneden indikten sonra kamp için kaydınızı olupturup kamp bedelini ödemeniz şart. Ödeme yapmadan hiçbir türlü Kelebekler Vadisinde konaklamak mümkün değildir. Tekne turuna katılmayacaksanız aracınızla Ölüdeniz’den Faralya yoluna girip Kelebekler Vadisinin tepeden manzarasını görebilirsiniz.
-Kabak Koyu – Faralya
Kabak Koyu 1987 yılında keşfedilmiş küçük bir koy. Plajın uzunluğu sadece 200 metre. Normal bir araçla kumsala kadar inmek mümkün değil. Belki 4×4 araçla inebilirsiniz. Bunun için aracı son noktaya park edip engebeli araziden trekking yapmanız gerekiyor. Koy ve çevresinde kesinlikle betonarme yapı yok. Tüm yapılar sade. Ancak sosyal medya’da son zamanlarda dudak uçartan fiyatlarla konaklama hizmeti veren tesisler de yok değil 🙂 Eğer doğanın içinde huzurlu bir kaçamak yapmak, kendinizi şımartmak istiyorsanız Kabak Koyu yamaçlarındaki tesisleri tercih edebilirsiniz.
-Çalış Plajı
Fethiye merkeze sadece 5 km, Ölüdenize ise 15 km uzaklıktadır. 4 km uzunluğundaki Çalış Plajı özellikle günbatımını izleyebileceğiniz ve size en güzel günbatımı sunan plajlar arasındadır. Çalış plajı açık denize baktığı için genelde dalgalı ve rüzgar alan bir kumsal. Tavsiyemiz denizin daha durgun olduğu sabah ve akşam üstü saatleri ziyaret etmeniz. Genel bir değerlendirme yapacak olursak listediğimiz diğer Fethiye kumsalları arasında denizi en bulanık ve dalgalı olan plajlardan biridir. Adam akıllı tavsiyemiz ise buraya denize girmek yerine günbatımı izlemeye gitmeniz olacaktır!
-Gemile Koyu
Adından da anlaşılacağı üzere Gemile tam bir koy. Dar bir kumsal alanı olup yarım ay şeklindedir. Ağaçların çevrelediği koy yeşilin maviyle kucaklaştığı Gemile Adası manzaralı küçücük sevimli bir yer. Denizi berrak ama taşlık. Koy’da işletmeler de bulunuyor. Ama gidenler fiyatların pahalılığından şikayetçi olduğu için dilerseniz kendi içeceğinizi beraberinizde götürebilirsiniz. Zaten tam gün yatıp, keyif çatmalık bir yer değil. Ancak 2-3 saat geçirebilirsiniz.
2.KAYA KÖY
Teke Yarımdasındaki Likya Uygarlığı’nın bir parçası olan Kaya Köy aslında bir Rum yerleşimi olup, Rumlar tarafından Levissi adı verilmiştir. Kendine ait okul, kütüphane, okulu olan Levissi de bunun yanı sıra zanaatla da uğraşılmıştır. 1923 yılında Yunan-Türk mübadelesinde Rum’ların Kayaköy’den ayrılması üzerine burada Türkler yaşamaya başlamıştır. Yaklaşık 800 yıldır yaşadıkları topraktan, evlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. 4000 yapı mecburi terk edilmiş, yerlerine gelen Türkler’de hayvancılık ve tarım için elverişli olmayan Kayaköy’de yaşayamayınca günümüzde olduğu gibi kendi haline bırakılmış. Ta ki 1957 yılında yaşanan depreme kadar. Fethiye depremden çok zarar gördüğü için halk Kayaköy’deki sağlam evlere yerleşir. Fethiye tekrar inşa edilmeye başlayınca insanlar inşa için gerekli malzemeleri Kayaköy’deki evlerden söküp almışlardır. Evlerin bugünkü harabe görünümü tamamen bu olaydan kaynaklanır. Tabi evlerin kapısı, penceresi söküldüğü için zamanla hava şartlarının da etkisiyle taş evler git gide harabe haline dönüşmüştür.
Hiçbir evin birbirinin güneşini kesmediği, hemen hemen her evin avlusunda incir ağacı olan bugün sessizliğe bürülü köy Unesco tarafından “Dosluk ve Barış Köyü” ilan edilmiştir.
3.BABADAĞ YAMAÇ PARAŞÜTÜ
Hayalinize dahi sığdıramayacağınız güzellikler olur ya hani tarifi mümkün olmayan. İşte Babadağ’dan gerçekleştirilen 1960 metre yüksekten koşup kendinizi boşluğa bıraktığınız bu deneyimin daha ilk saniyelerinde Wauww dedirtecek bir aktivitedir. Dünya’nın sayılı yamaç paraşütü parkurlardan biri olan Babadağ’da 1700 metre, 1800 metre ve 1960 metre yükseklikte olmak üzere üç parkur mevcut.
5.SAKLIKENT
Muğla’nın Seydikemer ilçesinde yer alan bu doğa harikasına hem Fethiye’den hem de Kaş’tan ulaşmak mümkün. Fethiye’den sadece 50 km uzaklıkta olan Saklıkent Milli Parkı, karların erimesi sonucu akan suyun aşındırarak oluşturduğu 18 km uzunluğunda muazzam bir kanyon. 1989 yılından bu yana bilinmesine rağmen Saklıkent 1996 yılında milli park statüsüne kavuşmuştur. Günümüzde özellikle yaz aylarında turistlerin talep gösterdiği kanyon doğa turu anlamında çok keyifli ve eğlencelidir. Saklıkent’e gitmeden önce yanınıza almanız ve giymeniz gerekenleri listeyecek olursak;
-mutlaka suda yürüyebileceğiniz bir ayakkabı
-mayo,bikini, şort (deniz kıyafeti)
-sualtı kamerası veya telefonlarınız için sualtı kabı
-eşyalarını güvenli taşımak için su geçirmez çanta
6.LİKYA YOLU TREKKİNG
Teke Yarımadasındaki Likya yolu Fethiye’den başlayıp Antalya’da sonlanan 509 km uzunluğunda muazzam bir trekking rotasıdır. 1999 yılında trekking’e açılan Likya Yolu dünya’nın en iyi 10 uzun mesafeli yürüyüş rotalarından biri olmayı hak etmiştir. Trekking rotasının ilk bölümü olan Ölüdeniz – Ovacık – Faralya – Dodurga – Sdyma – Pınara ve Letoon Fethiye sınırları içerisindedir. Eğer Likya yoluna tamamlayacak gücü kendinizde hissetmiyorsanız Ölüdeniz ve Fethiye’den çıkışlı onlarca parkura sahip günübirlik yürüyüş turlara katılabilirsiniz.
FETHİYE GECE HAYATI
Fethiye gece hayatını bundan tam bir yıl önce son kez gördüğümüz de gece hayatına küser hale gelmiştik. Geçen yıldan önce gittiğimiz de rezil halini görmemize rağmen son bir kere daha şans vermek istemiştik. Öncelikle mekanların kalitesizliği, mekan çalışanlarının sokak ağzıyla ve kaba tavırları, mekana gelen insanların varoşluğu derken siz siz olun yemeğinizi güzel bir yerde yedikten sonra maceraya atılmadan otelinize dönün. Fethiye gece hayatı anlamında bizi tatmin etmedi. Bundan sonra da edecek gibi değil. O yüzden çok üzgünüz ki size gece hayatı için tavsiye veremiyoruz.
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız