Bu sefer rotamızı Milattan Önceki yıllarda kurulmuş bir yer olan Ayvalık’a çevirdik.
Çanakkale yönünden Ayvalık’a gelmeden önce Gömeç ilçesinde Atatürk silüetinin bulunduğu dağ
Ayvalık ismi Yunanca yazılmış ve 1972 yılında yayımlanmış olan Eolya’nın Başkenti Ayvalık isimli kitaba göre;
– Ayva’dan
– Midye türünden
– Ayvalık’a ilk yerleşenlerin Midilli Kydona köyü yada Girit Kydonies bölgesinden geldikleri ihtimalinden
– Filozofların Ayvalık ismi hakkındaki görüşlerinden
İ.Ö 300 yılından bu yana Ayvalık anlamına gelen Kydonie ismi devam etmiştir. Ama Ayvalık’ın adının tam olarak nereden geldiği, neye dayanılarak konulduğu tam olarak bilinmemektedir.
Kurtuluş Savaşı’nın İlk Asker Kurşunu burada atılmış. 29.Mayıs.1919 yılında adaya ayak basan Yunanlılara karşı koyan komutan Ali Bey’dir. Cunda adasına aynı zamanda Alibey denilmesi de bu sebepten dolayıdır.
Ayvalık’ta güneşin kavurucu sıcağı altında gezmek yerine hiç vakit kaybetmeden doğruca Cunda adasına geçtik.
Cunda Ayvalık’ta bulunan 22 adadan biri hatta içlerinde tek yerleşim olan yerdir. Cunda dışındaki diğer adalar; Taş Adası, Çıplak Ada, Yelken Adası, Hasır Adası, Pınar Adası, Yalnız Ada, Yumurta Adası, Kara Ada, Yellice Adası, Güvercin Adası, Kız Adası, Güneş Adası, Kara Ada, Maden Ada, Küçük Maden Adası, Göz Adası, Taşlı Ada, Yuvarlak Ada, Pınar Adası, Balık Adası ve Yelken Adasıdır.
Ada’ya 2 tane köprüyü geçtikten sonra ulaşılabiliyor. Bu köprülerden bir tanesi (renkli demir parmaklıkları olan) 1964 yılında yapılan Türkiye’nin ilk boğaz köprüsüdür. Gökçeada, Bozcaada ve Uzunada’dan sonra Türkiye’nin Ege Denizi’nde bulunan 4. büyük adasıdır. Yunanlıların kokulu ada anlamına gelen Moshonisia ismini verdikleri adaya yaklaşmamızla ucu bucağı olmayan maviye teslim ediyoruz kendimizi. Yeşil ve mavinin birbirine uyum içinde olduğu, mitolojide ölümsüz ağaç olarak adlandırılan zeytin ağaçlarının çevrelediği, daracık ve renk cümbüşüne hakim arnavut kaldırımlı sokaklarına sahip Cunda Adasını görenleri etkileyecek yerlerin başında geliyor.
Cunda Adası Türkiye’de en ilgi gören turistik bölgelerden biridir. Kültürel yapısı, doğası ve tarihi sayesinde ada 1976 yılında koruma altına alınmış ve 22 adanın tümü 1995 yılında Milli Park statüsüne sahip olmuştur.
Adanın sokaklarını turist gibi doyasıya gezip bolca fotoğraf çektikten sonra Taş Kahve’dedenize nazır oturup dibekte eğitilmiş Türk Kahvesini veya el yapımı limonatasını içmenizi tavsiye ederiz.
Adanın merkezinde ve yakınında denize girilecek yer yoktur. Arabasız gelecek olanlar için bu yönü bizce adanın dezavantajıdır. Yine bir diğer dezavantaj ise arabasız bir çok tarihi yerlere ulaşımın olmamasıdır. Biz yalnız 1 günümüzü Cunda’ya ayırdığımız için tercihimizi Ortunç Koyu ve Pateriça koylarından yana kullandık.
Pateriça Koyu’nun yolu çok bozuk ve güzelim manzaraya karşı cam açık gitmek yerine yoldaki tozun kalkması yüzünden klimamızı açarak yolculuğumuzu tamamlamak zorunda kaldık. Koy’da 2 tane beach denilecek mekan yapmışlar. Ama ikisi de inanın birbirinden kötüydü. Deniz de çok sığ olduğu için bizde denize girme hevesi bırakmadı. Minas Beach Club yinede bu koyda vakit geçirebileceğiniz en güzel mekan. Giriş kişi başı 10 TL. Şezlong, tuvalet, duş, soyunma kabini ve otoparkından yararlanabiliyorsunuz. Loca için ise ekstra 30 TL ödemeniz gerekiyor.
Mavi Bayrak’a sahip Ortunç Koyu ise Pateriça koyuna nazaran daha güzel. Ama plaj ve deniz taşlık aynı zamanda bolca kestane vardır. Dilerseniz koy’da bulunan Ortunç Beach Club’a gidebilirsiniz. Hem altın renkli kumsalı hem de kumlu denize sahip. Giriş ücreti yeme – içme dahil 80 TL.
Cunda Adasında Görülmesi Gereken Yerler
Pateriça Koyu : Pateriça koltuk değneği anlamına gelmektedir.
Ai Yorgi Manastırı (Güvercin Adası Manastırı) : Pateriça Körfezinin tam ortasında 210 metre uzunluğu ve 51 metre genişliği olan ada üzerine yapılmıştır. , Andezitten oluşmuş küçük bir adanın üzerinde inşa edilmiştir. Adanın uzunluğu 210 metre, genişliği ise en geniş yerinde 51 metredir.Adanın eski ismi Psifi, yeni ismi ise Güvercin Adasıdır.
Çamlı Manastırı/ Taksiyarhis Ta Camia : 1873 yılında yapıldığı tahmin edilen adanın ayakta kalabilmiş ve ada’da yapılmış en büyük kilisedir. Adanın meşhur sarımsak taşını yapının detaylarında görmeniz mümkündür.
Tavuk Adası Manastırı / Ayiu Ionnu Tu Podromu : Cunda Adası’nın hemen karşısındaki ufak ada üzerinde bulunan manastırdır. Evstratios Drakos’un kitabında ada ve manastırın kime ait olduğu, manastırın kaç odası olduğuna kadar gerekli tüm bilgiler vardır. Günümüze manastırın yalnızca temel kalıntıları ayakta kalabilmiştir.
Ay Işığı Manastırı / Ai Dimitri Ta Selina : Pateriça koyunu geçtikten sonra tepede bulunan bekar kızlar manastırı olarak bilinmektedir. Yapının ne zaman inşa edildiğine dair kesin bilgiler olmamakla birlikte manastırda 2 taşın üzerinde 1771 ve 1795 yılları yazılıdır. üzerinde Manastırı Haluk Dinçer ve Suzan Sabancı Dinçer’in alıp restore etmeleriyle manastır 13.Nisan.2012 yılında törenle açılışı yapılmıştır.
Ayos Apostolos Manastırı : Ay Işığı Manastırına 1 km uzaklıktadır. Manastırdan günümüze kalan yalnız 4 duvardır. Manastırdan geriye kalan son kalıntırlar 1930 yılında dam inşaatında kullanılmak üzere buradan alınmıştır.
Kızlar Manastırı/ Evangelistriya : Tamamı sarımsak taşından yapılmış olan manastır yine Evstratios Drakos’un kitabındaki bilgilere göre 1900’lü yıllarda 3000 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilmiştir. Manastırın üzerinde bulunduğu arazinin sahini Ayvalık’taki tarihi yapıların koruma altına alınacağını öğrenmesiyle manastırı yıktırdığı için manastırdan günümüze hiçbir kalıntı kalmamıştır.
Koruyan Meryem Manastırı / Panagias Tis Lekai : Piskopos Peisos manastırın ilk sahibidir. Manastır ziyaretçilere kapalıdır.
İlyas Peygamber Manastırı / Profit İlia : 1760’lı yıllarda Nasos kalıntıları üzerine inşa edilen manastır, insanların manastırı tahrip etmesinden dolayı yıkılmıştır. Manastır namına bir şey kalmamıştır.
Agia Triyada Kilisesi : 1858 yılında adada inşa edilmiş ilk kilisedir. 1922 yılına kadar aktif kullanımı olan kilise mübadele döneminden Rumların adadan ayrılmasıyla başıboş bırakılmıştır. Kilisenin sadece 3 duvarı ayakta kalabilmiştir.
Sevim ve Necdet H. Kent Kütüphanesi – Agios Yannis Kilisesi –Aşıklar Tepesi: Kilise Patrik Teodosios döneminde İstanbul’da bulunan Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlanmıştır. Yel değirmeni ve manastır Rahmi Koç tarafından restore edilerek kütüphaneye dönüştürülmüştür. Cafesinde çok hoş vakit geçirip dinlenebilir, adayı kuş bakışı izleme şansını bulabilirsiniz.
Cunda Adasında Yapmadan Dönmeyin
Taş Kahve’de kahve içmeden,
Sokaklarını gezmeden,
Tekne turu yapmadan,
Pateriça Koyuna gitmeden,
Ortunç Koyuna gitmeden,
Aşıklar Tepesine çıkmadan,
Ay Işığı Manastırına gitmeden,
Çamlı Manastırı görmeden.