Çorum toprakları üzerinde yer alan Hitit İmparatorluğu’nun Başkenti Hattuşa Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış Türkiye’nin 9. tarihi değeridir. Hattuşa’nın tarihi M.M 600’li yıllara dayanan topraklarda ilk dönem Hattiler ile başlamıştır. Bundan dolayıdır ki Hatti Ülkesi ünvanını almıştır. Hattilerin sonrasında Anadolu toprakları üzerinde ilk yerleşik devleti kuran Hititler’e 450 yıl boyunca başkentlik yapmıştır. Eski Hitit Krallığı döneminin başlamasıyla şehir ismi Hattuşa olarak değiştirilerek bu isim günümüze kadar gelmiştir.
Eski Hitit İmparatorluğu döneminden sonra M.Ö 1400-1200 yılları arasında Hitit’in Büyük İmparatorluk dönemi olmuştur. Bu süreçte büyük bir imparatorluğun yaratılması söz konusu olmuştur. Büyük İmparatorluk dönemi M.Ö 1200-1800 yıllarında Mezopotamya toprakları üzerindeki sahip olunan ticari gücün zayıflaması ve ardından yaşanan taht kavgalarının baş göstermesi ile imparatorluk çökmeye başlamıştır. Büyük İmparatorluğun çöküşü ile M.Ö 900’lü yıllarda Frig Çağı başlayıp ardından sırasıyla Helenistik, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemi bölgede hakimiyet sürmüştür.
Dünyanın ilk barış anlaşması tabletleri Hattuşa’da bulunmuştur. Bu tabletlerin hiyeroglifleri ise Mısır’ın Luksor şehrindeki Karnak Tapınakları duvarlarında resmedilmiştir.
Hattuşa 1834 tarihinde Fransız Mimar Charles Texier tarafından keşfedilmiştir. Keşfedilmesinin hemen ardından başlayan kazılar dünya üzerinde yaşanan savaşlar nedeniyle durdurulmuş 1952 yılında tekrar kazı çalışmalarına kalındığı yerden devam edilmeye başlanmıştır.
Çorum ilinin Boğazkale ilçesinde yer alan Hattuşa kenti M.Ö 14 ve 13. Yy’da 6 km’lik sur ile çevrili olduğu, 6 km’lik surun hemen önündeki duvarın ise savunma amaçlı yapıldığı bilinmektedir. Boğazköy’de tarihten kalma yapılan ayakta olanları ve görmeye değer olanları Aslanlı Kapı, Sfenksli Kapı, Kral Kapı ve Yer Kapı’dır.
Hattuşa kazı alanını gezmek bizlere tarihi her ne kadar anlatmaya ışık tutsa da Hihit İmparatorluğu tarihini yakından tanımak için Çorum Arkeoloji Müzesine gidilmelidir. Türkiye’nin en güzel müzelerinden biri olduğuna inandığımız müze 1915 yılında Osmanlı mimarisi ile yapılmıştır.
Müze içerisinde Geç Katolik Çağ’dan 21 yy’a kadar olan süreçte 7000 yıllık tarihi gözlemlemek, bu dönemlere ait eserleri görmek mümkündür. Müze eserleri arasında görebilecekleriniz Eski Tunç Dönemi mezar buluntuları, Hitit Dönemi’ne ait vazolar, çivi yazılı tabletler, seramikler, sikkeler, kandiller ve daha fazlasıdır.
Müze sadece bu görülecekler ile sınırlı değildir. Müze de bir de Etnografya bölümü vardır. Burada ise Osmanlı dönemine ait eserler sergilenmektedir.
Müzenin bahçesinde koca koca küpler ise gözden kaçırılmayacak cinsten. Eski dönemlerde erzak konulan bu küplere pithos denilmekteymiş.
Boğazköy Müzesi Çorum’a 82 km uzaklıkta Boğazköy ilçesindedir. Daha çok Hitit eserleri görebileceğiniz müzede Hitit eserleri, bölgede hakimiyet kuran Frig, Roma ve Bizans koleksiyonları da görülebilir.
Alacahöyük Müzesi Çorum’a 45 km uzaklıkta Alaca ilçesinde yer almaktadır. Katolik Çağ’dan Osmanlı’ya kadar uzanan tarihi dönem içerisinde kullanılan eserleri görebileceğiniz müzedir.
Boğazköy açık hava müzesi ne derece önemliyse Alacahöyük Ören Yeri de bir bu kadar önemlidir. Arkeoloji tarihinde önemli olan Alacahöyük’ü 1835 yılında W. J.Hamilton keşfetmiştir. 1861 tarihinde höyükte kazı çalışmaları yapan G. Permot bulduklarının Hitit İmparatorluğu dönemine ait olduğunu iddia eden ilk kişidir. Atatürk de höyük’e fazlasıyla önem vermiştir. Bundan dolayıdır ki 1935 yılında burada Ramzi Oğuz Arık başkanlığında kazı çalışmaları başlanmıştır.
Höyük’te görebileceğiniz en güzel sanat eseri Güney Kursu’dur.
Tarihte sanatın ve dinin merkezi olan Alacahöyük’teki eserler bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde ve Alacahöyük Müzesinde sergilenmektedir.