Tarihi eski çağlara kadar uzanan Karadeniz’in kıyısında ufacık bir kasaba olan Şile’deyiz. Yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu Şile’nin MÖ.12.000-6.000 arasında önemli bir yerleşim yeri olduğu, bölge tarihinin Cilalı Taş Devri’ne kadar uzandığı değerlendirilmektedir. Antik Çağ döneminde Şile ilk kez Yunanlılar tarafından ikinci kez ise Roma İmparatorluğu tarafından istilaya uğramıştır. Şile’nin istilalar, kuşatmalar ve savaşlar görmesi nedeniyle pek çok farklı kültürler bu bölgede egemenlik kurmaya çalışmıştır.
Şile’nin M.Ö VII. yy’da Miletoslu kavimler tarafından kayaların üzerine kurulduğuna inanılmaktadır. Geçmişten günümüze Şile’nin aldığı isimler Philee, Shila, Aschil, Artena, Kilio ve Kalpe’dir. Tarih boyunca Şile’ye Lidyalılar, Persler, Galatlar ve M.Ö I. yy’da Romalılar hakim olmuştur. Romalılardan sonra ise Cenevizlilerin de bir süre burada hakimiyet sürdüğü hatta Şile kalesinin Cenevizliler döneminden kaldığı sanılmaktadır.
Malazgirt Savaşının hemen ardından Şile Selçuklu Sultanı Süleyman Şah tarafından ardından 1097 yılında ise I. Haçlı Ordusu tarafından ele geçirilmiş ve bölgede hakimiyet Bizanslılara geçmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın Bizanslardan aldığı yer artık Osmanlı topraklarına katılmış olsa da 1402 yılında Bizans İmparatoru II.Manuel tarafından kısa süreli ele geçirilmiş olmasına rağmen Osmanlılar tekrar bölgede hakimiyeti eline almıştır.
- Dünya Savaşı ile Şile ve çevresine yerleşen Rum çeteleri Kurtuluş Savaşından sonra kurtarılmıştır. Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra 1923 yılında ilk belediyelerden biri Şile’de kurulmuştur.
Şile’nin engebeli bir arazi üzerinde konumlanmış olması ve sık ormanlara sahip olması nedeniyle buraya ulaşımın sadece deniz yolu ile olduğu sanılmaktadır.
Şile Deniz Feneri
Türkiye’nin Uluslararası standartlardan en büyük deniz feneri olan Şile Feneri Sultan Albülmecit döneminde 1859-1860 yıllarından yapılmıştır. Türkiye’nin aktif olan en büyük feneridir. 15 aniye aralıklarla çakan fenerin ışığı gece açık havada 35 mil mesafeden görülebilmektedir. Fener 2004 yılında müzeye çevrilerek turizme kazandırılmıştır.
Kırım Harbi zamanında Karadeniz’den İstanbul Boğazına girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış olan fener, bu amaçla Boğazlar civarında 1856 yılında Anadolu Fenerinden sonra 1859 yılından sonra faaliyete girmiştir.
Fenerin Özellikleri
1859-1860 yıllarında Fransız Fenerler İdaresi tarafından yapılmıştır.
Yapımında ışık kaynağı olarak 3 fitilli gaz lambası kullanılmış ve alt kısmında gazın dinlendirilerek süzülmesi için sarnıç şeklinde yapılan özel bir deposu vardır.
Fenerin taş bölümü Türk Mimarlar tarafından yapılmıştır.
Fenerin metal ve kristal sistemi Paris’teki Barbeur fabrikası yapımı Fransız malıdır.
Mercekleri 8 adettir.
1000 Watlık elektrik lambası ile aydınlatılmaktadır.
Işığı 20 mil uzaklığa ulaşmaktadır.
1 dönüşü 120 saniyede tamamlayan Fener ışığı 8 adet göz biçimli mercekten yayılırken, Fenerin çalışması duvar saatlerinde kullanılan sarkaç sistemi ile gerçekleşmekte ve dişli tertibatı ile 2 saatte bir kurulmaktadır.
Fenerin yüksekliği 19 metredir (75 basamaklıdır).
Şile Ocaklı Ada Kalesi
Şile’nin Cenevizlilerin egemenliğinde kaldığı süreç içerisinde kalenin yapıldığı sanılmaktadır. Ocaklı Ada’nın Şile’nin kuzeyinde yer alan 5 adet küçük adadan biri olup zananla jeolojik değişim geçirerek, yarımada iken ada haline geldiği belirtilmektedir.
Kale ilk olarak 1305 yılında Yoros Kalesi ile birlikte Türklerin eline geçmiş ancak uzun süre ellerinde kalamamış Karadeniz ticaretini ellerinde tutan Cenevizliler kaleleri tekrar ellerine almıştır. Zaman içinde Cenevizlilerden 1391 yılında Yıldırım Beyazıt, 1402 yılında Bizanslılar ve sonrasında tekrar Osmanlılar kaleyi ele geçirmiştir.
2010 yılında İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 2351 sayılı kararında kalenin yer aldığı 1 pafta, 135 ada, 1 parsel ile ilgili olarak kulenin tamamen açığa çıkarılması amacıyla Arkeoloji Müzesi denetiminde kule ve yakın çevresinde kazı yapılmasına karar verilmiştir. Bu sebeple ada ve kale çevresinde kapsamlı bir temizlik çalışmasına başlanmıştır.