Bilim insanları modern insanlarla bağlantılı olan fosilleri bu uzun ve dar vadide bulmuşlardır. Bugünkü Afrika’nın Büyük Rift Vadisinin bulunduğu yer 30 milyon yıl önce uçsuz bucaksız bir platoydu. O zamandan bu yana doğa şartları yeryüzünü oyarak burayı Afrika’nın büyük kanyonu haline getirdi.
Büyük Rift Vadisi Etiyopya boyunca uzanıp Afrika’nın çatısını ikiye bölmektedir. Afrika’nın en güneyine kadar 9600 km (İsrail’den Mozambik’e) boyunca uzanan Büyük Rift Vadisi Doğu Afrika’yı şekillendirir. Ve evrimin en kritik noktalarını oluşturur. Rift vadisi dağlara, eşsiz vahşi yaşam formlarına ev sahipliği yapar. Olağanüstü vahşi yaşamın dışında bu dağlarla ilgili özel bir şey daha vardır. Hepsi ortak bir başlangıcı paylaşırlar ki bu da yarığın nasıl meydana geldiğinin ve etkisinin neden bu kadar güçlü olduğunun anlaşılmasını sağlar.
Doğu Afrika Rifti gezegenimizde bir plakayı etkileyen en büyük yırtığa sahip yerdir. Hala açılmakta olan devasa bir yara gibidir. Bu yaranın açılmasının sebebi Afrika plakasının yer kabuğunu yavaş yavaş eriten büyük bir magma sahasının üzerinde olması ve kıtanın esnemesine veya çökmesine yol açmasından kaynaklanıyor. Sıcak kayalara yakın yerlerde yükseltiler meydana gelerek kabuğun çöktüğü orta kısımdaysa Rift oluşuyor. Doğu Afrika’da milyonlarca yıl boyunca termal aktiviteler yer yüzeyini parçaladı ve kavurdu ve büyük vadiyi oluşturdu.
Yaklaşık 10 milyon yıl boyunca iklimin birkaç kez sulak ve kurak arasında gidip gelmesi büyük göllerin oluşmasını ve ansızın kaybolmasını sağladı. Ve milyonlarca yıl içinde burada 3 büyük göl oluşmuştur.
Bunlar Victoria gölü, Tanganyika Gölü, Malawi gölüdür.
İnsan evrimindeki önemli dönüm noktalarının ortaya çıkış zamanı her yerde büyük göllerin olduğu zaman dilimiyle örtüşüyor. Bu da iklimle, çevresel değişikliklerle erken dönem insanların evrimi arasında bir bağ olabileceğini gösteriyor. Yani göller insanların evrimi konusunda son derece önemli bir yere sahiptir.
Göller kaybolunca atalarımız çevreden yiyecek bulma konusunda izledikleri stratejilerde köklü değişikliklere gittiler. Ama bu göller belli döngüler içerisinde yeniden ortaya çıkıyorlardı. Bu da insanların hayatta kalması açısından iyi bir şeydi. Çünkü her şeyi topluyorlardı.
Sıklıkla meydana gelen çevresel değişiklikler atalarımızın yeni bir çevreye ve değişen besin kaynaklarına daha iyi uyum sağlamak için evrim geçirmesini sağladı.
Kenya sınırındaki Büyük Vadi içerisinde bulunan göller sırasıyla;
Bogoria Gölü : Sığ soda gölüdür, 34 km2,
Elmenteita Gölü : Sığ soda gölüdür.
Baringo Gölü : Kenya Rift Vadisindeki ikinci büyük göl, 210 km2 olup tatlı su gölüdür.
Logipi Gölü : Turkana gölünün güneyinde Suguta vadisi üzerinde sıcak su ile beslenen soda gölüdür,
Magadi Gölü : Tanzanya’nın güney sınırına yakın soda gölüdür,
Naivasha Gölü : 400 çeşit kuş türüne ve ciddi oranda hippopotamlara ev sahipliği yapan tatlı su gölüdür,
Turkana Gölü : Kenya – Etiyopya sınırında yer alıyor. 6.405 km2 ile Kenya’nın en büyük gölüdür.
Afrika İkiye Mi Bölünecek
Etiyopya Afar Üçgeni Büyük Rift Vadisi için oldukça önemli bir yerdir. Dünyanın en güzel manzaralarına ev sahipliği yapan Afar Üçgeni Jeologların adeta Shangrilasıdır.
Afar üçgeni 2005’de volkanik patlamalar ve depremlerle sarsıldı, çatlaklar meydana geldi. Yoğun miktarda siyah bazalt lavı araziyi doldurdu ve yeni bir okyanusu tabanının kabuğunu oluşturdu. Sonuçta 41 km uzunluğunda bir çatlak oluştu. Şimdi bu yarığın uzunluğu 56 km’i genişliği ise 6 metreye ulaşmış durumdadır. Yarığın genişlemesinden endişe duyan bilim insanları, Afrika’nın ortasında zaman içinde yeni bir okyanus oluşabileceğini açıkladı. Etiyopya Afar Üçgeninde bulunan Erta Ale yanardağı şu an okyanusun buraları doldurmasına engel olmaktadır. Şimdilik engel olduğu doğru ama sonunda volkanik kayaların büyük ağırlığı altında ezilerek buraların deniz olacağı gerçeğini değiştirmiyor. Rift Vadisi oluşumunun en güzel örneği Afrika’nın su deposu Nil Nehridir. Kızıl deniz de Afrika ile Arap yarımadası arasındaki bir çatlağın zamanla genişlemesi sonucu oluşmuştu.
Büyük Rift Vadisinin Flora ve Faunası
Doğu Afrika Rift’inin devasa açık alanları içinde ağaçların yetişmesine uygun olmayan küllerle kaplıdır. Doğuda Tanzanya’dan Kuzey Kenya’ya doğru ve Batı Rift’inin kısa kolu boyunca vadinin Uganda tabanına uzanır.i.
Rift vadisinde savanları göreceksiniz. Savanlarda yerini koruyan tek ağaç akasyadır. Afrika’nın dikenli ağacı. Burada hayatta kalabilir çünkü sığ kökleri sert kül tabakası üzerindeki topraktan nemi çekebilir. Ve küçük yaprakları buharlaşma ile kaybedilen su miktarını azaltır. 6 mt’e kadar büyüyebilir. Akasyanın küçük yaprakları dünyanın en uzun boylu antilobunun karnını doyuracak kadar besleyici ve başkalarının uzanamayacağı kadar yüksektir. Afrika’nın en kısa antilop türü dik dik ve dünyanın en uzun boylu hayvanı Zürafanın ana besin kaynağıdır.
Filiz halindeki akasyalar dünyanın en ağır vejetaryeni tarafından yok edilir. Filin hortumu her yaprağı seçebilecek kadar hassas ama tüm dalı koparacak kadar da güçlüdür. 3 tonluk vücuduyla buldozer etkisi yaratmaktadır.
Otlar ise fillerin besinlerinin % 50’sini oluşturur. Bu yüzden ağaçları temizleyip otların büyümesi için yer açmak onların yararınadır. Otlar uçtan değil kökten büyüdükleri için sürekli budanabilir. Bu da hiç bitmeyen bir yiyecek kaynağı olduğunun göstergesidir.
Rift’in geniş otlaklarında sayısı 150.000’i aşan sürüler tüm akasya koruluklarını silip süpürürler.
Rift vadisindeki bir diğer bitki ise dünyanın en geniş ve en çeşitli sürülerini hayatta tutar. Otu sindirmek çok zor olduğundan sürekli otlanmak gereklidir. Bunun için de güçlü bağırsak gerekmektedir. Güçlü bağırsak da güçlü vücut gerektirir. Otla beslenmek demek günde 16 saate kadar otlamak demektir.
Afrika’da üç gölde 800 farklı türde çiklitgiller adı verilen tatlı su balığı yaşamaktadır. Çiklitgillerin oluşumu ilk büyük gölün oluşumuyla aynı zamana rastlar. Siyah çizgilidir ve yavruları ağzında taşırlar. Hepsi birbiri ile akraba olsa da farklı renk ve desenlere sahiptirler. İki şey bu balıkları diğerlerinden ayırmaktadır.
Çiklitgiller tüm zorluklara gezegendeki diğer canlılardan daha çabuk uyum sağlarlar. Ayrıca sıra dışı bir sosyal zekaya sahiplerdir. Çiklitgillerin çoğu yırtıcıdır. Çok akıllı balık türü olduğundan avlanmak için solungaçlarını dahi hareket ettirmeden ölü taklidi dahi yaparlar. Bunun dışında kendilerini kuma gömerler. Tavus kuşu adı verilen zararsız bir çiklitgillere benzer şekilde evrimleşmiştir. Bu balık kumdaki küçük organizmalarla beslenir. Bunun taklitçisi ile avlanmak için aldatmaca yaparak kumdan besleniyormuş gibi yapar. Diğer avcı ise pul yiyendir. Avını yok etmeden beslenmenin yolunu bulmuş. Pul yiyen kendisini kurbanına yaklaştırıyor ve dişleriyle avının pulunu yakalar. Isırıp koparmak için vücudunu büküyor.