Adatepe Zeytinyağı Müzesi

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu kasabasında görülmesi gereken bir müzeden bahsetmek istiyoruz. Küçükkuyu’nun hemen girişinde bulunan Adatepe Zeytinyağı Müzesi kesinlikle uğranması ve zeytinyağı hakkında bilgi alınması gereken şirin bir müze. 1950 yıllarında sabunhane olarak faaliyete geçen bina daha sonraki yıllarda farklı amaçlarla kullanılmış hatta bir dönem harabe duruma gelmiştir. 2001 yılında 5 girişimci sayesinde terk edilmiş görüntüsüne sahip bina müzeye dönüştürülmüştür.

Müzeye girmeden önce duvardaki yazı dikkatimizi çekiyor bir yandan da ne güzel demiş Nazım dedirtiyor.

Müze binası yalnız 2 kattan oluşuyor ufakta bir bahçesi var. Bahçe’ye girdiğiniz anda Taş değirmen, Mengene ve diğer zeytinyağı üretimine yarayan tarihi eserler dikkatini çekiyor. Binanın giriş katında zeytinyağı saklama küpleri, taş değirmen sergilenmektedir. İkinci katında ise sabun kazanı, sabun mühürleri, sabun dökme ve kesme tavlası ile sabun bıçakları, sabunlar, sepetler, geleneksel zeytin kırma aleti olan değirmen taşı örnekleri, zeytin tasnif değirmeni ve kantar, ayak yağı teknesi, insan ya da hayvan gücüyle zeytin hamurundan yağ çıkartmaya yarayan ahşap burgu mengene, zeytinyağı üretimi esnasında yağın dibinde kalan tortuların arındırılması işini gören filtreler, antik çağlarda zeytin, tahıl, bal gibi ürünlerin saklanması amacıyla kullanılan amforalar, Dr. Atıf Atilla’nın büyük bir özenle yaptığı maket zeytinyağı değirmenleri ve presleri sergilenmektedir. Müze içerisinde sergilenmekte olan tüm eserler Türkiye’nin çeşitli illerinden özenle toplanıp bir araya getirilmiştir.

Tarihten Günümüze Zeytinyağı

İ.Ö 4000 : İlk zeytin ağacı Doğu Akdeniz’de muhtemelen Anadolu’da ehlileştirildi.

3000 : Ortadoğulu tüccarlar Kıbrıs ve Girit’e zeytini götürdüler.

2000 : Eski İsrail’de zeytinyağı Tanrı’ya zekat olarak sunuldu, tapınakların kutsal kandillerinde ve kutsama yağlarında kullanılmaya başladı.

1700 : Zeytin ağacı Mısır’a getirildi. Tutankamon zeytin dallarından taç giydi.

1500 : Zeytinyağı Girit’in dış ticaretinin temelini oluşturdu.

900 : Kaldıraçlı presler zeytinyağı elde etmek için kullanılmaya başladı.

600 : İtalya, İspanya, Fransa ve Kuzey Afrika zeytin ağacıyla tanıştı.

500 : Solom Atina’da zeytinyağı ile ilgili ilk yasal düzenlemeleri yaptı.

200 : Arşimet vidası (sonsuz vida) zeytinyağı preslerinde kullanılmaya başladı.

İ.S 30 : İsa Kudüs’e girerken zeytin dalları ile karşılandı.

200 : Roma barışı ile Akdeniz’de zeytinyağı üretimi ve ticareti altın devrini yaşadı.

1300 : Zeytinyağı Akdeniz kültürlerinin ortak temel yiyeceği haline geldi.

1550 : Leonardo da Vinci zeytinyağı presi tasarladı.

1600 : Peru, Batı Hint Adaları, Şili, Arjantin ve Meksika’da zeytin yetiştirilmeye başlandı.

1717 : Vincenzo Mela adlı İtalyan prina yıkama yöntemi ile prina yağı elde etti.

1820 : Zeytinyağı imalatında su gücü ile çalışan hidrolik pres kullanılmaya başlandı.

1887 : Vincent van Gogh zeytinliklerle ilgili bilinen 16 resim yaptı.

1927 : Kontinü sistemin öncüsü santrfüj zeytinyağı üretiminde kullanılmaya başladı.

Mitolojide Zeytin Ağacı

Anlatılan ve bilinen hikayeye göre Attika’da yeni bir kent kurulacaktır. Bu kentte kimin sahip olacağı hususunda Tanrılar arasında anlaşmazlık baş gösterince en yüce Tantı Zeus’un yönetiminde bir yarışma düzenleniyor. Zeus’un bu yarışmadaki şartı insanlığa en faydalı hediyeyi getiren kişinin yeni kurulacak kentin koruyucu tanrısı olacağıdır.

Yarışmada önce denizler tanrısı olarak bilinen Posedion üç çatallı mızrağını yere saplıyor. Mızrağın saplandığı yerde beyaz bir at çıkı veriyor. Sonraki Athena’dır. Athena ise mızrağını toprağa saplayınca topraktan gümüş yapraklı zeytin ağacı yeşeriyor.

Tanrılar tanrısı Zeus zeytin ağacı ve meyvesinin insanlığa sağlayacağı sayısız faydasını sezip yarışmanın galibini belirler. Kazanan Athena olmuştur. Kent kazananın ismini almıştır. Antik Yunan döneminde zeytin ağacının insanlığa Athena’nın bir hediyesi olduğuna bu hikaye nedeniyle inanılmaktadır.

Müzeyi gezdikten sonra bahçenin köşesindeki mağazayı sakın es geçmeyin. Zeytinyağından zeytine, sabundan vücut losyonlarına kadar zeytinyağı namına ne ararsanız var. Mağaza içinde denemeniz için masaya güzel bir sunum eşliğinde konulmuş zeytinleri ve zeytinyağını denedikten sonra ürünlerin kalitesine hak vereceksiniz.

Refika’nın Hikayesi

Şimdi de gelelim ürünler üzerindeki kadın fotoğrafının sırrına. Tüm ürünlerin üzerinde Refika’nın resimleri bulunuyor. Refikan’nın hikayesine gelince, 19 yy’ın sonu 20yy’ın başında Adatepe güzel mi güzel, neşeli mi neşeli, sesiyle ve dansıyla herkesi kendine hayran bırakan bir Rum güzeli Refika varmış. O vakitler Adatepe’de Türk ve Rum halkı beraber yaşamaktalarmış. Özellikle tarlada çalışırlarken halk Refika’nın şarkılarını dinler, düğünlerde Refika’nın dansıyla çok eğlenirlermiş.

1.Dünya Savaşının başlamasıyla tüm yurdu saran kara bulutlar Adatepe köyüne de gelmiş ve bu iki mutlu halkın arasında da kavgalar ve çatışmalar baş göstermiştir. Buna rağmen Refika Türkler tarafından çok sevilmeye devam edilmiştir. Savaşın sona ermesiyle Türk ve Yunan Hükümetlerinin aralarındaki anlaşma gereğince Rumlar Adatepe’yi terk edip Yunanistan’a yerleşmişlerdir. Refika’yı çok seven Türkler ise ona olan özlemlerini adına türküler yakarak devam ettirmişlerdir.

Refika’nın Yunanistan’ın Sakız adasına yerleşip burada yaşadığı hatta Yunanistan’ın ilk güzellik yarışmasında Kraliçe seçildiği rivayetleri üzerine Adatepe Zeytinyağı Müzesinin kurucuları Sakız Adasına giderek Refika’nın izini sürerler. Ancak hiç bir iz bulamamış olmalarına rağmen girdikleri bir antikacı dükkanında buldukları kadın resmine hayran olurlar ve bunu Adatepe Köyüne getirip köyün yaşlılarına gösterirler. Resmi gören köylüler “Evet bu Refika” derler. İşte Adatepe Köyünün efsanesi ve Adatepe Zeytinyağı Müzesinin simgesi olmuş Refika’nın öyküsü böyledir.

More from the blog

Assos Konaklama Tavsiyesi

Assos için yollara düşmeye karar verdiniz ve Assos'ta nerede konaklanır, Assos otel tavsiyesi hakkında elle tutulur, en doğru, en içten ve en samimi tavsiyeyi arıyorsunuz. Öyle değil mi!...

Zeus Altarı

Hera dosdoğru yürüdü Gargaran doruğuna, İda'nın en yüksek tepesiydi bu. Bulutları devşiren Zeus onu gördü. Görür görmez aşk sardı düşünceli kafasını.... Homeros, İlyada Homeros, İlyada destanında böyle...

Küçükkuyu

Küçükkuyu ile tanışmam 1992 yılında başladı. O tarihten bu yana bilfiil her yaz mutlaka gelirim buraya. İlk geldiğimiz yıl deniz kenarında ufak bir pansiyonda kalmıştık....

Bozcaada

Bu seferki adresimiz küçük kaçamakların ya da haftasonlarının en popüler tatil beldesi Bozcaada oldu. 29 Ekim 2013 tatilinde lokasyonumuz Küçükkuyu idi. Bu yüzden Küçükkuyu'dan kolaylıkla Geyikli'ye varıp iskeleden her...