Bali Adası

2012 yaz tatili için extra bir heyacanlıydık çünkü rotamız geçmiş yıllara göre gitmediğimiz ülkeleri kapsıyordu. Ve ilk durağımız Endonezya’nın dünyaca ünlü Bali adasıydı.

Adanın adını herkes gibi daha önce çok kez duymuştuk. Kimisinden balayını geçirdikleri kimisinden de sörf yapılan dalgalarıyla ünlü bir ada olduğunu öğrenmiştik. Bali’ye gitmeye karar verdiğimizde her zamanki gibi önce kendi araştırmalarımızı yaptık. Ve gördük ki Bali adasının asıl özelliği sörf merkezi olmasıymış. Bali’ye gitmeden önce Türkiye’de tek sörf okulu olan Danube sörf okulu ile irtibata geçip hafta sonu kampına gitmeye ve sörfü öğrenip acemiliğimizi burada atıp Bali’de daha iyi sörf yapmak niyetindeydik. Ancak haftasonları bir türlü fırsat bulup da bu okula kaydımızı yaptırıp gidemedik. Sonuçta sörfü öğrenmek için Bali adasına gitmemiz zaruri bir hal almış oldu.

Yolculuk Başlıyor: 20 Temmuz 2012’de Thy Jakarta seferiyle Singapur yolcularını indirip Jakarta’ya akşam saat 8 gibi vardık. 21 temmuz saat 06:20 Jakarta’dan Bali adasına uçuşumuz olacağı için otelde kalma gereği duymadık. Zaten pasaport kontrolü, bagaj işlemleri derken 2, 3 saatimiz bunlarla geçti. Havalimanında karnımızı doyurduktan sonra havalimanının stuttle servislerine binerek iç hatlar termineline giderek sabaha kadar iskambil oynarak vakit geçirdik. Sabah 9’da Bali adasına vardık. Havalimanının hemen çıkışında solda bulunan gişeden taksi biletlerimizi alarak otelemize doğru yola çıktık. Otelimiz 100 Sunset Botique Hotel şehir merkezi olan Kuta bölgesine araçla yada motorsikletle 5 dakika uzaklıktaydı. Ayrıca tripadvisor tarafından ödül kazanmış tertemiz , havuzlu, geniş odalı, balkonlu odalara sahip bir oteldi.

Otele girişimizi yapar yapmaz otelin tur görevlisiyle 2 gün boyunca hangi turlara katılacağımızı planladık. Buradaki turlar kişiye ya da gruplara özel yapılıyor. Araç başına ve saatine göre ücret alınıyor. Ortalama tam günlük tur 40 dolar civarındaydı.Tur işini de hallettikten sonra otelden motorsiklet kiralayarak soluğu sörf yapmaya hevesli gençler olarak Kuta kumsalında aldık. Kumsalda her 10 metrede bir board kiralayan insanlar seyyar satıcı gibi yapışıyorlar. Sakın ola bunlardan ders alın demeyin. Kuta kumsalının sokağında tur acenteleri var. Bunlardan biriyle anlaşıp sörf okuluna kaydımızı yaptırdık. 2 kişi 70 dolar vererek sörf sertifikasına sahip olduk. Tabi ki kumsaldaki laf da sörf öğreticileri ile bu okullar arasında fiyat farkı var. Dekomsurf okulunda önce DVD den genel bilgilere sahip olduk ardından kumsalda hocalarımızdan brifing aldıktan sonra öğrendiklerimizi hocalarımız yardımıyla dalgaların içinde boğuşa boğuşa uygulamaya çalıştık.

Toplam kurs süresi 4 saat sürüyor. Kurs sonunda sörf yapmak için temel bilgiye sahip olsanız da 2. gün bir ders daha almanızı tavsiye ederiz. 2 günlük kursun ardından kumsaldaki board kiralayıcılardın da ucuza board kiralayarak pratik yapabilirsiniz.

Sörf yapmak hiçte sandığımız kadar kolay iş değilmiş kolumuz bacağımız tutmaz hala geldi. Ama resimlerde görüceğiniz gibi pek bir havalı spor.

Akşam Bali’nin eğlencesinin kalbi olan Seminyak kumsalına gidip yemek yemeğe karar verdik. Sahil şeridinde sıra sıra cafe ve restaurantlarla doluydu. Kumsala araç ve motorla geliyorsanız otopark ücreti alıyorlar (bilginize). Her mekanı rengarenk otantik ışıklarla süslemişler bizde bunlardan biri olan Champlung Restaurant’a yemeğimizi yedik.

Ertesi gün şöförümüz gelip bizi alarak Tanah Lot denilen adanın en ünlü hindu tapınağına götürdü.

Tapınak karanın 100 metre açığında kayanın üstüne inşa edilmiştir. Gelinmesi gereken en iyi mevsim Nisan ayından Eylül’e kadardır. Gel-git olduğu için belirli dönemlerde tapınağın bulunduğu kaya sular içinde kalabiliyor. Biz temmuz’da gittiğimiz için kuru döneme denk gelmiştik. Bu yüzden tapınağın yanına yürüyerek rahat rahat gidebildik. Yüzlerce turist sırf bu tapınağı görmek ve resmini çekmek için akın akın buraya geliyor. Sonra tepede bulunan bizdeki çay bahçesi gibi olan cafe’lerde manzaraya karşı oturup banana ve mango shake’lerimizi afiyetle içip buradan ayrıldık.

Tanah Lot Kuta bölgesine çok yakın olmadığı için yol bayağı bir vaktimizi almıştı. Kuta’ya yaklaştığımız da hava kararmak üzereydi. Akşam yemeği için bu sefer Jimbaran Beach’de deniz karşı kurulan restaurantların birinde (Jimbaran Bay Sea Food) balık mahsülleri yemeğe karar verdik. Alışılmış uzak doğu kumsal restaurantlarının aksine oldukça pahalı menülerden oluşan genellikle avrupalı, sırtçantalı olmayan turistlerin gelebildiği restaurantlardan bir tanesiydi. Biz de hazır buraya kadar gelmişken 100 dolarımıza kıyarak yemeğimizi yedik. Yemekler tahta tepsi içinde jumbo karides, kalamar, ıstakoz, yengeç, midye ve balık olarak sunuluyor.

Yemekten sonra şöför bizi otele bırakır bırakmaz motora atlayıp otelimizin bulunduğu cadde üzerindeki outlet mağazalarından deniz şortu almaya gittik. Billabong’un outlet mağazasından özel Bob-Marley serisinin şortunu % 70 indirimle yaklaşık 25 TL’e aldık. Herhalde kısa günün en karlı işi bu oldu : )

Son günümüzü akşam üstüne kadar sörf yapmaya akşam içinde Kecak Dance’a gitmeye ayırdık. Kumsaldan sörf tahtamızı 2 saatini 10 dolara kirayalarak çılgın dalgalarda, değişik varyeterelde bulunarak tüm bakışları üstümüze topladık : ) Kumsalın herhangi bir yerinde sörf yapamıyorsunuz seviyelere uygun bölgeleri tercih etmenizde yarar var. 100 metre ileride 5 metre dalga varken 100 metre geride 1, 2 metre dalgalar oluyor.

Otelimize gidip hazılandıktan sonra şöförümüzle Ubud Bölgesinde gösterilen Kecak Dance’a gittik. Sanırım biraz geciktik amfi tiyatroda yer kalmamıştı. Onun bunun yanına sıkışarak oturacak yer bulabildik.

KECAK DANCE

1930 yılında bir Bali kökenli bir adamın tek başına gösterisiyle başlamasına rağmen daha sonra 2006 yılında bir grup bayanların da katılımı gerçekleşiyor. İyi ile kötünün hikayesinin sergilendiği bu dans’da erkekler halka halinde yerde oturup ağızlarından çıkardıkları akustik seslerle toplam 150 kişi eşsiz bir performans sergiliyorlar.

Sıra geldi yeni yerlere yelken açmaya. Otele vardığımız gibi valizlerimizi toparlamaya koyulduk. Hazırlıklarımızı bitirdikten sonra sörf sertifikalarımızın olmadığını fark etmemizle hemen resepsiyonu arayıp ilk gün kaldığımız odada unutmuş olabiliriz diye kontrol etmelerini rica ettik. Sonuç tatilimizin en önemli belgesi olan sertifikalarımızı kaybetmemize rağmen yinede gerek sörf dersleriyle gerekse tapınak gezileriyle zevk aldığımız bir tatil oldu.

More from the blog

KOMODO ADASI GEZİLECEK YERLER – KOMODO EJDERİ

Komodo Adası turu uzun zamandır gitmek istediğimiz yerlerden biriydi. Bali'ye çok yakın olması bir avantaj olmasına rağmen yolumuzu düşürüp bir türlü gitme fırsatımız olmamıştı....

Sasak Köyü Sasaklar Kimlerdir

Endonezya'nın Lombok adasına gidene kadar Sasaklar kimlerdir, Sasak köyü nerededir hiçbir bilgimiz yoktu. 2016 yılında uzun soluklu Endonezya rotamıza  Yogyakarta'dan başlayıp Bali, Nusa Adaları,...

Bali’nin En İyi Beach Clubları

Bali'nin en iyi beach clubları hangileri başlıklı yazımız ile bu sefer size Bali'de gezilecek yerlerin aksine Bali'deki hangi beach club'larda takılınız, hangisinin ortamı ve...

Nusa Lembongan’da Nerede Kalınır

Nusa Lembongan'da nerede kalınır, hangi oteller balayı çiftleri içindir gibi sorulara geçmeden önce Nusa adaları hakkında biraz bilgi vermek istiyoruz. Nusa Lembongan, Bali'ye ait...