Büyük göç zamanı Afrika’da Safari yapmak her insanın hayalini süsleyen seyahatlerden bir tanesidir. Büyük göçe rastlamak her ne kadar şans olsa da biraz da döneminde doğru Milli Park’ta bulunmanın da etkisi çok büyüktür bu benzersiz ana şahit olmak için. Büyük Göç’ü izlemek için Afrika’ya ne zaman gidilmeli sorusu akıllara geliyor muhakkak. O halde en detaylı haliyle sorunuza cevap verelim. Önce büyük göç hangi aylarda gerçekleşir, hayvanlar nereden nereye göç eder, büyük göç ne kadar sürer bu sorulardan başlayalım.
2016 yılından bu yana Afrika’da safari yapıyoruz. Her safarimiz bizi oldukça etkiledi ama ne yalan söyleyelim en doyumsuzu ve unutulmazı 2017 kurban bayramında gerçekleştirdiğimiz safarimizdi.
Büyük Göçün Yıllık Takvimi
Ocak-Mart
Büyük Göç Serengeti Milli parkının güneyinden başlamaktadır. Antilop ve zebraların büyük göç için bir araya gelip hareket ettiği nokta tam burasıdır.
Nisan-Mayıs
Bu aylar Serengeti için yağmurların sona erdiği kurak dönemin başladığı zamandır. Dolayısıyla göç edecek tüm hayvanlar su ihtiyaçları ve buna bağlı olarak yağışlar nedeniyle yeşeren otlarla beslenmek için Grumeri Nehrine doğru yavaş yavaş göç etmeye başlarlar.
Haziran-Temmuz
Haziran ayı itibariyle Grumeti Nehri’nin suları azalmaya başladığından antiloplar ve zebralar nehir dolu timsahtan geçiş gerçekleştirir. İşte o belgesellerde gördüğünüz ve ağzınız açık izlediğiniz geçiş burada gerçekleşir. Temmuz ayına girilmesiyle birlikte hayvanlar su alan alanlara doğru yollarına devam ederler. Su alan yer Afrika’nın en ünlü safari alanı olan Masai Mara’dır.
Ağustos-Eylül
Ocak ayında başlayan göç Haziran ayında artık Kenya Masai Mara’ya varıyor. Grumeti nehrinde olduğu gibi Mara nehri geçişi de tüyler ürperten sahneler sunmaktadır. Mara nehrinde milyonlarca antilop ve zebranın görkemli geçişine ev sahipliği yapmaktadır. Mara Nehri büyük göç’ün en önemli noktası ve her yıl aynı dramın yaşandığı kilit yerdir.
Ekim-Aralık
Ve Ekim ayına girilmesiyle Tanzanya’dan gelen büyük göç mensupları yağışın başladığı Serengeti’ye doğru geri dönmeye başlıyor.
Büyük göçün yıl boyu devam ettiğini bilmelisiniz. Hayvanlar yıl boyu Tanzanya – Kenya arasında saat yönünde bir daire çizerek sürekli göç halindedirler. Afrika’da Safari hayalinizi gerçekleştirme planınız varsa yukarıda yazdığımız takvim oldukça işinize yarayacaktır. Ama daha detaylı bilgi ihtiyacı hissederseniz lütfen aşağıdaki videoyu izlemeyi de ihmal etmeyin.
Büyük Göç Nedir? Great Migration
Her şeyden önce büyük göçün bitmeyen sürekli devam eden bir olay olduğunu bilmek gerekiyor. Bu öykü bir kıtanın kendini yararak tekrar doğduğu Büyük Rift vadisinde başlıyor. Rift vadisini çevreleyen düzlüklerin oluşturduğu Serengiti’den sürekli taze ot arayışındaki milyonlarca hayvan güneşi, ayı ve dünyanın manyetik alanını takip ederek göç ederler. Her yıl 1 milyondan fazla Afrika antilobu ve 200 binden fazla zebra Tanzanya ve Kenya çevresindeki 800 km’lik bir çemberde mevsimsel yağmurları kovalamak zorundadır. Su vahşi yaşamda hayat kaynağıdır. Özellikle antiloplar yağmurların nerede yağdığını 40 km öteden hissedebilirler. Serengeti’de (şubat ayı sonu) yeni nesil için duraksarlar. Ve doğumlar yani yeni canlılar dünyaya gelir. Afrika antilopları 3 haftalık süreçte her gün 8000 antilop doğurmaktadır.
Afrika’da her zaman güçlü olan kazanır. Bu dünyanın bütün büyük göçleri gibi giderek daha fazla tehdit altında kalan bir yarış. İklim değişiklikleri hava durumu döngüsünü bozuyor. Ve hızla artan insan nüfusu hayvanların ezeli göç yollarına zarar veriyor.
Yıllık göç sırasında çeyrek milyon (250.000) afrika antilobu 30.000 zebra ölüyor. Güneşin kavurduğu Serengeti’de açlık yüzünden hayvanlar kuzeye doğru koşamaya başlar. Kollektif bir zeka sürüyü doğru yolda tutar. Atalarının geçtiği yollarda her hayvan kendi komşusuna öncülük etmektedir.
Ama yürüyüşün çoğu aşırı derecede yorucudur. Sabırlı leş yiyiciler ve yırtıcılar içlerinden bazılarının sendeleyeceğini bildiği için yolu tamamlayamayacak olanları dört gözle bekler. Mara nehrinde başka göç daha zirve yapar. Timsahlar, antilop ve zebraların ne zaman nereden geçeceğini artık ezberlemiş durumdalar. Büyük gruplar halinde toplanıp gelecek olan antilopları bekliyorlar. Ve işte bu geçiş esnasında büyük çılgınlık, bir doğa olayı başlar.
Timsahlar yıllara dayanan tecrübeleri ile kimleri hedef alacağını biliyor. Yani gençleri. Buzağılar annelerinden ayrı düşememek için gayret etse de boşuna. Ne kadar uğraşsalar da yem olmaktan kurtulamıyorlar. Ama burada timsahlar için de umutsuz bir döngü söz konusu. Eğer şimdi yeterince beslenebilirlerse kıtlık döneminde aylarca hatta maksimum 1 yıl aç kalabilirler. Ölümün sürü için yaşam kadar önemli olduğu unutulmamalı.
Afrika’nın Beş Büyükleri – Big Five
Her biri kendine has özelliklere sahip beş hayvan vardır ki bunlar fil, gergedan, aslan, leopar ve buffalo olmak üzere Afrika’nın beş büyüğüdür.
ASLAN
Ormanlık alanlar yerine açık çalılıklarda yaşarlar. Diğer hayvanların görme hissi gece azaldığından genelde aslanlar gece avlanırlar. Bireysel olduğu gibi topluca da avlanan aslanların farkı erkek yerine dişinin avlanmasıdır. Erkekler rahatına düşkün olduklarından yemeği önüne isterler. Avlanma sonu beslenme hiyerarşiye göre gerçekleşir. Ve en son nasiplenen aslan yavruları olur.
Aslanların sayısı bundan yıllar önce 200.000 iken Afrika’daki sayıları günümüzde sadece 20.000 tane kalmıştır. Ve 26 Afrika ülkesinde tamamen yok olmuştur. 1980 yılında vahşi yaşamda 75.800 aslan varken 2015 yılı verilerine göre sayıları dünya genelinde 30.000’den az kalmıştır.
Kenya’da 50 yıl önce sayıları 30.000 hayvan iken günümüzde sayıları 2.000’den azdır. Her yıl 100 aslan yok oluyor. En hızlı tükendikleri yer ise Masai’lerin topraklarıdır.
Afrika’nın dört bir yanında aslan popülasyonu son 25 yılda ayrı yarıya düşmüştür.
2012 yılında Kenya Vahşi Yaşam servisinin verdiği verilere göre günümüzde Kenya’da sadece 1.700 tane aslan kalmıştır.
10 Ağustos Dünya Aslan Günüdür.
Dişilerin yaşam ömrü 14-16, erkeklerin 12-13
Aslanlar Yok Olmak Üzere
Günümüz aslanlarının kökenleri bilim insanlarınca ortaya çıkarıldı. Hem yaşayan aslanları hem de müzelerdeki kalıntıları inceleyen araştırmacılar, aslanların en eski atalarının 124.000 yıl önce yaşadığını ortaya çıkardı. Aslanlar bugün iki temel gruba ayrılıyor. Bir grup Doğu ve Güney Afrika’da yaşıyor; diğer grup Orta, Batı Afrika ve Hindistan’da. İkinci grubun nesli ciddi anlamda tehlike altında. Bu da demek oluyor ki bugün yaşayan aslan türlerinin genetik çeşitliliğinin yarısı yok olacak. Örneğin Hindistan’da yaşayan Asya aslanlarının 400 bireyden az kaldıkları tahmin ediliyor.
FİL
Filler karada yaşayan hayvanların en büyüğü kabul edilir. Bir filin ter bezi yoktur. Afrika filinde vücut yüzeyinin 6/1’ini oluşturan kulakların içinde bir kılcal damarlar ağı vardır. Fil kulaklarını sallayarak vücut ısısını dengeleyebilir. Viyana hayvanat bahçesinde termal kamera ile görüntülerine göre fil vücudundaki en soğuk yer kulaklarıdır.
Afrika’nın beyaz altını kabul edilen filler aslında dişleri yüzünden bu kadar popüler hale gelmiştir. Fil dişi yüzünden katledilen hayvanlardan geriye kalan dişler fildişi ticareti için çok önemli. Bu ticaret yüzünden 2002 ila 2012 yılları arasında 800.000 filin katledildiği bir gerçek var. Ve günümüzde Afrika’da sadece 400.000 fil kalmıştır. Elde edilen fildişleri genelde Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerine gönderilmektedir. Burada fildişleri ustalıkla işlendikten sonra meraklıları için satılıyor. Bugün bir milyon dolara fildişi halen Çin’de satılmaktadır. Kilosu 1000 avro eden fildişi hediyelik eşya olarak o kadar değerlidir ki bunu satın alacak olanlar ne yazık ki fildişine verdiği değeri filin kendisine vermemektedir. Bugün hala fildişi ticareti için her gün 96 fil öldürülmektedir. Eğer halen koruma altına alınmazlarsa 2023 yılına geldiğimizde fil neslinin dünyadan yok olacağı tahminler arasındadır.
Fillerin Özellikleri
Fillerin kalbi yaklaşık 20 kg’a kadar çıkmaktadır. En küçüklerindeki bu ağırlık 12 kg’dır.
Beyinleri ortalama 4-6 kg arasındadır.
Hortumları ile tek seferde 6 lt su tutabilirler. Günde ortalama 200 lt su içerler. O yüzden sulak yerde yaşamayı tercih ederler.
Günde ortalama 200 kg besin tüketirler.
Toplam 24 dişi vardır. Ağzının kenarındakine her ne kadar fildişi desek de aslında bunlar diş değil boynuzdur.
Ortalama yaşam süresi 70 yıldır.
Anaerkil yapıları vardır. Bu yüzden lider hep dişi fildedir. Sosyal hayvanlar olduğundan hep sürü halinde hareket ederler.
Hamilelik dönemi 22 aydır. Bir yavru dünyaya getirirler. Yavrular ortalama 120 kg ağırlığında doğar. 3 yaşına kadar süt emerler.
Filler kaçak avcılık tehdidi altında olduklarından buna dikkat çekmek amacıyla her yıl 12 Ağustos Dünya Fil Günü olarak kutlanmaktadır.
Filler Afrika ve Asya filleri olarak ikiye ayrılır. Afrika fillerinin kulakları daha geniş ve büyük, kafası daha yuvarlakken Asya fillerinin kafasında deve gibi 2 çöküntü vardır ve kulakları daha şekilsiz ve küçüktür.
GERGEDAN
Beyaz gergedanlar kara hayvanları arasında fil’den sonra ikinci büyük memelidir. Fil 7.000 kiloyken, gergedan 3.500 kilo gelmektedir. Aynı zamanda 5 Büyük arasında da yerini almaktadır.
Boyu 1.82 mt, uzunluğu ise 3.35 metrelere kadar varmaktadır.
5 tür gergedan bulunmaktadır. Bunlar üçü Asya kıtasında, ikisi Afrika kıtasında yaşamaktadır. (Beyaz gergedan, siyah gergedan, Hint gergedanı, Sumatra gergandanı ve Java gergedanı)
Kalın ve hassas derisi olduğundan güneş ve sineklerden korunmak için genelde çamurlarda yatarlar. Üzerlerinde kuruyan çamur tek çareleridir.
İri cüsselerine oranla beyinleri çok küçüktür. Tabi bu aptal oldukları anlamına gelmez ?
Beyaz gergedan ismi Afrika kelimesi weit’ten gelir. Geniş anlamına gelen kelime gergedanların geniş ağızlı olduklarını ifade etmek için kullanılmıştır. Fakat daha sonra bunu İngilizler white olarak çevirmiş ve beyaz gergedan olarak anılmaya başlanmıştır.
İri yapılı olmalarına rağmen saatte 30 ila 40 mil arasında hız yapabilmektedirler.
Hamilelikleri 15-16 ay sürer. Ve yavru üç yaşına gelene kadar ailesi ile yaşar.
Peki nedir bu siyah ve beyaz gergedan?
Aslında dışarıdan baktığınızda her ikisi de aynı gibidir. Aralarında farkı en iyi dudak yapısından anlayabilirsiniz. Beyaz gergedan yayvan dudaklı olup siyah gergedan ise kanca dudaklıdır. Beyazlar daha sosyal ve toplu olarak yaşarken, siyahlar daha başıboş ve agresiftirler.
19.yy’ın sonunda sayıları yaklaşık bir milyon olan gergadanlar, 1970’lerde 70.000’e düşmüş olup günümüzde ise sadece 28.000 tane kalmıştır. Beş türden üç’nün nesli tükenmiş olan gerdanları Afrika ve Asya seyahati gerçekleştiren ve şanslı olanlarımız görebiliyorken bundan sadece 5-10 yıl sonra acaba çocuklarımız görebilecek mi içler acısı bir durum. Sanıyoruz ki bizler de bu şanslı kişiler arasında yerimizi aldık. Kaçak avcıların gergadanları öldürerek boynuzlarını Çin’e ilaç yapımı için Vietnam’a değerli hediyelik eşya amacıyla satılmasına ortak olmamak için milyonlarca yıldır (40 milyon yıl) ekosistemin bir parçası olan gergedanların soyunun tükenmesine izin vermeyelim.
Kenya’da sadece 680 tane siyah gergedan kalmıştır.
BUFFALO
Afrika’da iki tür buffalo bulunur. Biri Cape Buffalo diğeri ise Water Buffalo’dur. Buffalo’nun tehlikeli hayvan olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Ama ikisi arasında kıyas yapmak gerekirse Cape Buffalo diğer türe göre daha hızlı öfkelenmesiyle bilinir. Afrika’da gerçekleştireceğiniz safari boyunca antiloptan sonra en fazla rastlayacağınız hayvanlardan bir tanesidir.
LEOPAR
Büyük Beş’in içinde yer alan ve görülmesi oldukça güç olan hayvandır. İlk safarimizi 2016 yılında gerçekleştirdiğimizde ne yazık ki bir eksiğimiz kalmış, leopar’ı görememiştik. 2017 yılında tekrar safari yapma şansımız oldu ve bu sefer azıcık da olsa görebildik. Azıcık nasıl mı oluyor? Leoparlar genelde ağaç dallarında görülür. O yüzden safari esnasında sizin dikkatinizden çok yerel rehberiniz ya da şöförünüzün bunu fark etmesi gerekiyor. Sık çalılık ve ağaç dallarında yatmasından dolayı görülmesi en zor hayvanlardan biridir.
SERENGETI MI MASAI MARA MI?
Afrika’da safari denilince bunu deneyimleyecebileceğimiz iki ana milli park vardır. Biri Tanzanya’daki Serengeti parkı diğer Kenya’daki Masai Mara parkıdır. Serengeti’de hayvanları 9 ay boyunca görebiliyorken Masai Mara’da bu süreç 3 aya inmektedir. Ama arada şöyle bir fark olduğunun altını çizmek isteriz.
Serengeti parkı Masai Mara’ya göre çok büyük bir alana yayılmış olduğu için hayvanlar çok dağınık halde gezmektedirler. Bu da hayvanları toplu olarak görmemize ve gün içinde çok uzun mesafe sürüş yapmamızı gerektirir. Masai Mara milli parkı ise 1510 km2 alana sahiptir. Dolayısıyla daha çok hayvan görme imkanı sunmaktadır. 1961 yılında vahşi yaşam parkı ilan edilen park Büyük Rift vadisi içinde yer almaktadır. Her yıl yaklaşık 290.000 kişi Masai Mara milli parkını ziyaret etmektedir. Daha fazla hayvan görmenin yanı sıra dünyadaki en iyi 5 kuş gözlem noktalarından da biridir. Masai Mara ekosistemi en fazla devekuşu nüfusuna sahip yer olduğu gibi özel tür olan gri taçlı turna da yine burada görebilmektedir.
Masai Mara’nın Flora ve Faunası
Aardvark / Mammal / Memeli : Karınca yiyen, yerdomuzu
Agama / Reptiles / Sürüngen : Kaya kertenkelesi
Aardwolf / Memeli : Yeleli Sırtlan
Chameleon/ Sürüngen : Bukelamun
Babun / Memeli
Timsah / Sürüngen
Geko / sürüngen
Black Rhino / Siyah Gergedan
Bush Baby / Memeli : Afrika Lemuru
Terrapin / Sürüngen : Tatlı su kaplumbağası
Caracal / Memeli : Vaşak
Kaplumbağa
Çita / Memeli : Çita gezegendeki en hızlı koşucudur. 7 8 saniye boyunca saatte 115 km hızla koşarak avına saldırır. Fakat bu saldırıların çok azında avını yakalayabilir.
Civet / Memeli : Misk kedisi
crested porcupine / Memeli : Oklu Kirpi
Dik dik / Memeli : Küçük antilop türüdür
Duiker : Küçük ve orta büyüklükte bir antilop türü
Fil / Memeli
Zürafa / Memeli :
Gazelle : Ceylan
Hipopotam
Hyrax : Yaban Faresi
Impala / Ceylan / Antilop
Jackel : Siyah Sırtlan
Leopar
Aslan
Oribi
Topi – Wildebeest : Afrika antilobu
İnek antilobu afrika’daki en hızlı antilop türüdür.
Zebra