Afrika’nın çöllerinde safari yapmak hep hayallerimiz arasındaydı. Ama bir türlü fırsatını bulamamıştık. Mısır Hurghada gezimizin son gününde bu hayalimizi gerçekleştirme fırsatı bulduk.
Allahtan bu sefer sabahın köründe kalkmak zorunda değildik. Saat 14:00’de bizi El Gouna’daki otelimizden aldılar. Yaklaşık 1 saatlik yolculuk sonunda safari yapacağımız bölgeye vardık. Aslında biz yaklaşık yarım saat süren ATV motorlar ile kısa bir safari yapacağımızı sanıyorduk. Fakat turun 5 saat süreceğini öğrenince bayağı heyecanlandık. İkimizde üstümüzde beyazlar, ayağımızda parmak arası terlikler ile pek bir acemi görünüyorduk. Görevli de bunu anladı ki ilk sorduğu soru yüzümüzü saracak bir şeyimizin olup olmadığı idi. Tabi ki olmadığı için tanesi 35 Pound’dan 70 Pound’a poşu almak zorunda kaldık. Kullanacağımız ATV motor hakkında kısa bir brifing aldıktan sonra safari başladı. ATV motorların diğer motorlara göre kullanım farklarından biri de gaza sağ baş parmakla basılıyor olmasıdır. Rehberimiz baktı ki biz çok yetenekliyiz, böylelikle rahatlayan rehber tam gaz gitmeye başladı. Tabi arkasından biz de bastık gaza. Toz, toprak, kum dinlemeden gidiyoruz. Zaman geçtikçe gaza bastığımız sağ elimizin baş parmağı kopacakmış gibi ağrımaya başlıyor. Yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından nihayet dinlenme molası verdik. Motordan inince bir de ne görelim üstümüz başımız batmış. Ama hiç bir şey bu adrenalin dolu deneyimin keyfini kaçıramaz. Yola kaldığımız yerden devam ediyoruz. Tümseklerden atlayarak, rüzgarın içinden geçerek, güneşin yakışını hissederek basıyoruz gaza. Hele bir de GoPro’muzu rehberimize vermişiz, bizi kayda alıyor değmeyin keyfimize
Sonunda 150 nüfuslu bir bedevi köyüne geliyoruz. Biz dinlenmek için tuğladan yapılmış ahırı andıran, her tur firmasının kendi müşterilerini konuk edebileceği dinlenme bölümlerine aldılar. O kadar yolculuktan sonra içimiz kurumuş, nefes alamıyoruz. Bir bardak su beklerken getire getire ne getirseler beğenirsiniz? Nargile
Gözlerimize inanamadık. Neyse ki tur rehberimizden rica ettik de sağ olsun bize su getirdi. Dinlendikten sonra önce bedevi köyüne gidip onların yapmış olduğu ekmeği tattık. Açlıktan mıdır nedir tadı da fena değildi. Oradan iguana, yılan gibi hayvanları besledikleri yere geçtik. Herkes fotoğraf çektirmek için sıraya geçmiş ama tabi ki bizim için bu canlılar hiç yabancı değildi.
Şimdi sırada çölün olmazsa olmazı develer bizi bekliyor. Tur kapsamında develer ile kısa bir tur atıp onlarla fotoğraf çektirmekte varken biz de bu fırsatı değerlendirdik. Tabi deveyi çeken kadın bahşiş almak için gözümüzün içine bakıyor.
Deveden indiğimiz gibi gün batımını izleyeceğimiz ufak bir dağa tırmandık. Gerçekten çok güzel bir manzara var. Ama herkes fotoğraf çekilme telaşında olduğu için çölün ardından batan günü doya doya izlemek kimsenin aklına gelmiyor.