Kapadokya inanılmaz ve düş gibi oluşumlarıyla muhteşem bir yöredir. Sivri kaya oluşumları, yeraltı şehirleri, ilkel insanların yaşam alanları peri masallarında yolculuk yapmak gibidir.
Göz alıcı ve şaşırtıcı güzellikteki kaya oluşumları aralarında gezerken acaba dünyada mıyım diye merak edersiniz.
Bu gezmeye değer güzel yöremiz Kapadokya gezilecek yerler listesi çıkartarak gitmeden önce sizlere ön bilgi vereceğini düşündük. Biz iki kere Kapadokya’da bulunduk. Ve bundan ötürü iki veya üç gününüzü geçirmek için gideceğiniz Kapadokya’da günlerinizi dolu dolu geçirebilmeniz için bölge bölge Kapadokya’da nelere gezilir derledik.
KAPADOKYA’NIN TARİHİ
İlk ismi Asurlular tarafından konulan Katpatuka şehri yani Kapadokya güzel atlar ülkesi olarak tanımlanmaktadır. Kapadokya tarihte Anadolu hükümdarları ve göçmenler için her zaman önemli bir kontrol bölgesi olmuştur. İlk başta özgür krallık varken sonrasında hitit imparatorluğunun merkezi ardından Pers imparatorluğunun satraplığı, Roma’nın eyaleti sonra Bizans ve Osmanlı’ya kadar uzayan bir tarihe geçmişe sahiptir.
Tarihinden öte günümüzde Kapadokya’nın en ilgi çeken yanı jeolojik, morfolojik ve arkeolojik özellikleridir. Benzersiz arazi şekilleri volkanik ve nehir faaliyetlerinden kaynaklıdır.
PERİ BACALARI NASIL OLUŞMUŞTUR?
Erciyes ve Hasandağ gerekli ham maddeyi milyonlarca yıl bölgeye püskürtmesiyle ilk patlamalar sonucu tüf adı verilen yumuşak kayalardan meydana gelen bir katmanın oluşması ikinci patlamayla bazalttan oluşan daha dayanıklı bir tabakanın oluşmasıyla altta kalan tüfün erozyonunu yavaşlatan koruyucu bir yüzeyi oluşmuş oldu. Bunun üzerine geçen milyonlarca yıl boyunca sel, yağmur ve rüzgar gibi doğal afetler bu tüf tabakalarını erezyona uğratarak kilometrelerce alana yayılan bu plato ve peri bacaralarını oluşturmuştur.
ZAMAN TÜNELİNE YOLCULUK
Bildiğiniz gibi Kapadokya aslında yeraltı şehirleriyle adından bahsettirmektedir. Toprağın üstü ne kadar dikkat çekiciyse altı da bir o kadar gizemli ve keşfedilmeyi beklemektedir. Doğanın sanatsal çalışmasıyla gözlerimiz zevklenirken insanlığın kimliklerini koruma adına vücut ve beyin gücüne akıl sır erdiremeyeceksiniz.
Yeraltı şehirlerinin Asurlulardan beri var olduğuna inanılıyor. Bilinen en eski yaşam izini (8 milyon yıl önce)civelek vadisinde görmek mümkündür. Sonraki izler ise Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’ya aittir.
Yer üstü yerine neden yeraltı şehirleri kurduklarına gelince bu bölge ticaret yolu üzerinde olması sebebiyle binlerce yıl istilacı imparatorluklar tarafından arzu edilen bölge olduğundan savaş alanına dönmüştür. Böyle olunca insanların kendilerini korumak için yer altında metropol yaptığını anlamak pek mümkündür. Bir çok kültür varlıklarına devam edebilmek için burada kanlı savaşlar yapmış ve gizli dinlerin gelişmesine sebep olmuşlardır.
Halk kendini koruyabilmek için yer altında yaptıkları şehirlerde barınır, gizlenir ve hayatlarını resmen burada idame ettirir olmuşlar. Öyle şehirler kurmuşlar ki bazıları 20 bin kişiyi barındıracak büyüklükteymiş.
Tarihin en gelişmiş imparatorluklarından olan Hititler M.Ö 1700 ila 1190 arasında bu bölgede hüküm sürmüşlerdir. Ve Hititlerin yer altında yaşayan ilk Kapadokyalılar oldukları olarak bilinmektedir. Pagan Hititler 500 yıl boyunca bölgede hüküm sürmüşlerdir. Sonrasında Mayalar gibi hiç iz bırakmadan burayı terk etmişlerdir. Dolayısıyla volkanik toprakları kazarak istilacılara karşı kendilerine güvenli yerler tesis ederek onlara karşı bu şehirlerde savaşmışlardır. Gizemli bir şekilde ortadan kaybolduklarında ardında sadece oyulmuş yeraltı mağaralar bıraktılar. Hititlerden sonra M.S 1 yy’da zulümle karşı karşıya gelen Hristiyanlar bu bölgeye gelerek mağaraları daha kullanışlı hale getirmişler ve erin derinliklerinde gelişmeye başlamışlardır.
Aslına bakarsanız her şeyin başlangıcı M.S 1 yy’da Romalıların Kapadokya’ya gelip yeraltı şehirlerini kullanmalarıyla başlamış.
Yeraltı şehirlerinin 18 kat’a kadar yapılmış olanları mevcuttur. Genellikle dar tüneller ve odalardan meydana gelen şehirlerde normal yaşamın sürdürülebilmesi adına her şey düşünülmüş.
Kiliseler, mutfaklar, şarap mahzenleri, hastaneler, ağırlar yapıldığı gibi ilkel yolla yapılan ilk klima sistemi ve şehir katları arasında iletişim sistemi de burada kurulmuştur.
YERALTI ŞEHİRLERİNDEN DIŞARIYA KARŞI SAVAŞ
İstilacılar halkın yerin altına gizlendiğini anlayınca fırsat yakaladıklarını sanıyorlarmış halbuki Hristiyanların hazırlıklı olduklarından haberleri dahi yokmuş.
Şehirlere kurulan kıvrak ve dar tüneller aslında hava sirkülasyonu sağlamak amacıyla kurulmasına rağmen bu bir yandan da istilacılara karşı bir savunma sistemini de oluşturmuştur.
Dar koridorlar sayesinde düşman toplu ilerlemek yerine mecburen tek sıra halinde ilerlemek zorunda kalıyor. Ve düşmanın elinde silah varsa eğilerek geçebileceği bu tünellerde silahını da indirmek zorunda kalıyor. Bu sayede düşman yavaşlamış oluyor.
Diğer bir savunma sistemi de tavanlarda bulunan boşluklar. Boşluklar tünelden geçen istilacıların beyinlerine mızrak atmak için yapılmıştır. Bir üst kattan alttaki tünelden geçmekte olan istilacı bu şekilde öldürülürmüş. Oldu da istilacı bir şekilde buradan geçmeyi başarırsa diye sonraki planda yapılmıştır. Tünelden sonra geniş bir oda yapılmıştır. Geniş olmasının sebebi onlarca istilacıyı aynı oda içine almaktır. İçeri girdikleri anda odanın iki tarafındaki silindir kapılar kapatılır ve burada açlıktan ölünceye kadar bekletilirlermiş.
Bununla da yetinmeyip artı plan daha geliştirmişler. İstilacıların üzerine kızgın yağ dökme işlemi.
Halkın karşı karşıya geldiği tehdit ve saldırılar büyüdükçe kendilerini daha iyi koruma ihtiyacı duymuşlar ve daha da fazla yerin altına inmeye başlamışlar. Bu demek oluyor ki tehdit büyüdükçe yeraltı şehirleri de buna bağlantılı olarak büyümüş ve gelişmiş.
KAPADOKYA’DA GEZİLECEK YERLER
Turasan Şarap Evini Ziyaret Edin
Kuruluş 1943 olan Turasan Kapadokya bölgesinde kurulan ilk şarap işletmesidir. Kuruldukları yıllarda bu işe 3000 litre ile başlayıp bugün 2 milyon litrelik kapasiteye sahip hale gelmişlerdir.
Şarapların yapıldığı ve muhafaza edildiği mahzen bölümlerini gezin. Aslında iki farklı mahsenleri vardır. İlki bölgenin jeolojik yapısı gereği doğal mağaralar ve
9 ustanın 12 senelik çalışması sonucu ortaya çıkarılmıştır. 43 tane şarap deposu vardır. Buranın en büyük özelliği yüzde yüz el işçiliği olması ve diğeri hissetmiş olduğunuz sıcaklıktır. Burası yaz kış doğal olarak 14-16 derece aralığındadır. Ki bu sıcaklıklarda bir şarabın uzun yıllar saklanabilmesi için en ideal sıcaklık değerleridir. Bu bölümde iki adet özel koleksiyon bölgesi var. Ödül kazanmış olan şaraplar ya da Turasan Şarap’ın sahipleri tarafından beğenilenler şaraplar ayrıca burada sergilenmektedir.
Turasan Şarapçılık 2005 yılı itibariyle Fransa’dan danışmanlık hizmeti almaya başlamıştır. Şu an firmada bir şarap uzmanı /winemaker vardır. Her üç ayda bir gelerek kontrolü sağlamaktadır.
Diğer bir mahsen ise günümüz koşullarında inşa edilen alandır. Burası fermantasyon ve stoklama alanı olarak hizmet vermektedir. Turasan Şarapçılığın bir diğer özelliği ise saklama hizmeti vermesi. Aldığınız şarapları saklayacak ortamınız olmadığından Turasan bunu sizin için özel bölümlerde saklayıp. Dilediğiniz zaman istediğiniz yere gönderimini de sağlamaktadır. Turasan Şaraplarını bulabileceğiniz yerler; otel,kafe, restorant, şarap evleri ve a plus denilen tekel bayileridir.
Kapadokya Balon Turu Yapın
Sabah daha gün aydınlanmadan balon turu için yollara düşmeye değmez mi. Evet biz de sizler gibi değer dedik ve alacakaranlıkta, kışın ayazında hiç üşenmeden Kapadokya gezimize anlam katacak balon turu düştük yollara.
Önce tura katılacak insanları açık büfe hizmeti sunulan bir tesiste ağırlıyorlar. Sabah mahmurluğumuzu kahvaltımızı yapmamızla üzerimizden atabiliyoruz ama üşümeye bir türlü engel olamıyoruz. Dışarıda yanan koca ateşe rağmen topraktan aldığımız soğuk iliklerimize kadar işlemiş durumda. Herkesin kahvaltısı bittikten sonra araçlara binip balonların kalkacağı alana transfer oluyoruz. Balonlar uçmaya hazır hale getirene kadar hava da yavaştan ağarmaya başlamıştı bile. Sadece bizim değil herkesin tek isteği bir an önce balonların içine girip uçmak. Hazır hale getirilen balonumuza binme vakti geliyor. Hayatımızda yaşadığımız ilk deneyim olacağından o kadar heyecanlıyız ki dile getirmek imkansız. Önce en önemli bilgilendirmeleri yani brifingimizi alıyoruz ve ateşleme başlayabilir. Uçuşa hazırız!
Vadilerin arasında, muhteşem kaya oluşumlarının üzerinde gün doğumuzun yüzümüze vuran kızıllığı eşliğinde panoramik manzarayı ayaklarımızın altına alıp doya doya gökyüzünde aheste aheste uçuyoruz.
Tam bir saat süren balon turu maceramızda maksimum 800 metreye kadar yükseldik. Yükseldikçe daha çok üşümekten korkuyorduk. Ancak manzaranın bizi şarhoş etmesinden midir, yükseldikçe havanın yumuşamasından mıdır bilemiyoruz, umduğumuz kadar üşümedik.
İnişte bizi bekleyen bir diğer süpriz önce uçuş hatırası olarak madalyalarımızı almamız diğeri ise uçuşun şerefine şampanya patlatılmasıyla. Sabah sabah hiç şampanya içmişliğim yoktu. Soğukta fena gitmiyor. Tavsiye ederiz 😉
Biz uçuşumuzu Royal Balloon ile gerçekleştirdik. Özellikle pilotumuz Tuğrul’a verdiği bilgiler, güler yüzü ve sohbetinden ötürü ayrıca teşekkür ediyoruz.
Yeraltını Keşfedin
Kaymaklı Yeraltı Şehri : Sekiz kattan oluşan Kaymaklı’nın şu an sadece dört katı ziyarete açıktır. Geziye açık alanda en derin nokta 20 metredir. 5000 kişinin yaşayabileyeceği şehir bu sayıya bakıldığından büyüklüğü konusunda epey iddialıdır. Mağaraları nasıl gezerim diye bir endişeniz olmasın. İniş için kırmızı levhaları, dönüş içinse mavileri takip ederseniz rahatlıkla yolunuzu bulabilirsiniz.
Halkın saklanmak amacıyla yarattığı yeraltı şehirler sonraları bu insanların yaşam alanı haline dönüşmüştür. Yerine gelen her imparatorluğun yeraltı şehirlerine bir şeyler katması ile insan beyninin ne derece iyi çalıştığının göstergesidir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri : 18 katlı bir yeraltı şehri olan Derinkuyu Nevşehir’in en bilinen yeraltı şehirlerinden bir tanesidir. 18 katın tamamı geziye açık olmasa da sekiz katı gezilebilir durumda ve güvenlidir. Tesadüfen keşfedilen Derinkuyu mimarisiyle çok ilgi çekmektedir. Derinkuyu’yu gezerken dikkat etmeniz gereken ayrıntılar hayvanlara yapılan ahırlar, havalandırma bacaları ki bunun çok önemli bir detay olduğunun altını çizmeliyiz. Çünkü bu havalandırma bacaları sayesinde yerin 190 metre altına kadar hava sirkülasyonu sağlanıyor ve bu sayede rahatlıkla nefes alınabiliyormuş. Havalandırmanın düşünülmüş olmasıyla kalmamışlar aynı zamanda haberleşme sistemi için de küçük oyuntular yapmışlar. Bu sayede katlar arasında rahatlıkla iletişim halinde olabiliyorlarmış. Derinkuyu’nun en altında bulunan kilise ve mezarlık ise inancın göstergesidir.
Bu yeraltı şehirlerinin molozları nereye dökülmüş hiç merak ettiniz mi? Biz de herkes gibi bilmiyoruz. Çünkü kaynaklarda da buna ilişkin bilgi olmadığından hala gizemini korumaktadır!
Mazi Yeraltı Şehri : İsmini köyden alan bu yeraltı şehri Kaymaklı’nın 10 km doğusunda bulunuyor. Diğer yeraltı şehirlerinin benzeri olan Mazi’nin tek farkı giriş kattaki ahırın yalağının bulunmasıdır.
Kapadokya’nın Zirvesi Uçhisar’ı Gezin
Uçhisar Kalesi : Uçhisar adını alan kalesiyle bilinmektedir. Kapadokya yöresinin en yüksek noktasına inşa edilmesi sayesinde muhteşem panaromik manzara imkanı sunmaktadır. Kaleye çıkış ziyaretçileri çok zorlamadığı için sakın gözünüzde büyütmeyin burayı. Çıkarken göreceğiniz, ayaklarınız altına alacağınız manzaranın hayalini kurun yeter.
Güvercinlik Vadisi : Vadi adını bölgede yaşayan güvercinlerden almıştır. Önünüze aldığını vadiyi seyre dalarken ansızın yüzlerce güvercinin havalanıp, kanat çırptığı ve bu sayede önünüze aldığınız vadi içinde inanılmaz farklı atmosfer sunmasıyla gelen ziyaretçilerini boş döndürmemektedir.
Göremeyi Görün
Aşk Vadisi : Aslında buranın orjinal ismi Bağlıdere Vadisidir. Ama halk tarafından aşk vadisi dendiği için günümüzde de böyle bilinmektedir. Yürüyüş için en uygun yer olduğundan 4900 metre trekking alanı mevcuttur. Bu mesafeyi de 2 saat içinde alabilmektesiniz. Trekking boyunca vadiye özgü peri bacalarını görecek, üzüm bağlarından geçeceksiniz. Karşınıza tüneller çıkacağını da hatırlatmak istiyoruz. Bu tünellere mutlaka girmelisiniz.
Göreme Milli Parkı : 1985 yılında Kapadokya ve Uçhisar Unesco tarafından olağanüstü güzellikte doğal ve kültürel mirasa dahil edilmiştir. Bunun ardından 1986 yılında Göreme Milli Parkı’da koruma altına alındığı için Kapadokya Uçhisar bölgesinde mutlaka ama mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.
El Nazar Kilisesi : El Nazar Kilisesi El Nazar vadisi içinde bir peribacası içine oyulmuştur. Onarım çalışmasından sonra ziyarete açılan kilisenin geçmişi 10.yüzyılın sonlarına tarihlenmektedir. Kilisenin sahneleri ise şu şekildedir: “Müjde, Ziyaret, Doğum, Üç müneccimin tapınması, Mısır’a kaçış, İsa’nın mabede takdimi, Elizabeth’in takip edilişi, Vaftiz, Lazurus’un diriltilmesi, Başkalaşım, Kudüs’e giriş, İsa çarmıhta, İsa’nın cehenneme inişi, İsa’nın göğe çıkışı ve madalyonlar içinde aziz portreleri.”
AVANOS GEZİLECEK YERLER
Zelve Açık Hava Müzesi : Zelve, Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarına kurulmuş olup Avanos’a 5 km uzaklıktadır. Üç vadiden meydana gelen Zelve peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Zelve’deki peribacaları geniş gövdeli ve sivri uçludur. 9. ve 13. yy’da hristiyanların yerleşim ve dini yeri olan Zelve aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerlerin verildiği bölgedir.
Zelve’nin ilk vadisinde bulgur yapımında kullanılan seten, İkonaklastik dönem öncesine tarihlenen Balıklı ve Üzümlü Kilise ve doğusunda Şırahane yer almaktadır.
İkinci vadide ise yanyana kaya oyma mekanlar ile Kutsal Haç Kilisesi yer alıyor.
Üçüncü vadide köy meydanı ve köy camisi vardır. Buranın en önemli özelliği kubbe gibi bir kaya kütlesinin içine oyulmuş Manastır Kompleksine sahip olmasıdır. Vadinin çıkış noktasında yamacın hemen dibinde manastır yaşamının ilk yıllarına ait Direkli Kilise bulunuyor. Burası 1952 yılına kadar kullanılmış sonrasında vadi erozyon yüzünden terk edilmiştir.
Güray Müze : Ülkemizin sahip olduğu en büyük kültürel ve tarihsel miraslarından biri muhakkak Kapadokya Bölgesi’ndeki Avanos’da Hititler döneminden bu yana sürmekte olan çömlekçiliktir. Binlerce yıldır babadan oğula geçen çömlekçilik günümüzde halen titizlikle yapılmaktadır.
Dünyanın bir çok farklı ülkesinden ziyarete gelenlere tarihten günümüze uzanan bu sanatı sergileyecek bir müze eksikliği söz konusuydu. Bu sebepten dolayıdır ki sosyal ve kültürel sorumluluk olarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir.
Bu amaçlar doğrultusunda Güray Müze, Avanos ilçesi sınırları içinde çağdaş müzecilik anlayışı ile kurulmuştur. Teşhir salonları, sosyal etkinlik alanları ve diğer hizmet birimlerinin bulunduğu yapı kayaya oyularak, yerin 20 m altında 1600 m2 lik bir alana inşa edilmiştir. Mimari yapısı ve konsepti müzeye dünyanın ilk ve tek yer altı seramik müzesi olma özelliğini kazandırmıştır.
Gerek pişmiş toprak seramik eserleri gerekse de küçük buluntuları ile zengin bir koleksiyona sahip olan müze; üç bölümden oluşmaktadır.
1. Bölüm: Antik Eserler Salonu
2. Bölüm: Modern Eserler Salonu.
3. Bölüm: Sergi Salonu, Kafeterya ve içinde şöminesi olan bir Fuayedir.
Çanak Atölyeleri : Nevsehir’in Avanos ilçesi biliyorsunuz çömlek yapımıyla meşhur. Hititler’in başlattığı gelenek hala kaldığı yerden devam ediyor.
KAPADOKYA NEREDEDİR?
Kapadokya Türkiye’nin tam ortasında, Nevşehir ili merkezde olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerinin bazı bölümlerini de içine alan bölgededir.
KAPADOKYA’YA ULAŞIM
Kapadokya’ya ulaşmak için çok tercihiniz bulunuyor. Bunlardan ilki uçakla gelmek. İster Nevşehir’e isterseniz Kayseri’ye gidebilirsiniz. Nevşehir havalimanından şehir daha yakın olduğu için uçağınızı buraya almanızı tavsiye ederiz. Kayseri’ye alıp buradan Kapadokya’ya ulaşım yaklaşık bir saattir.
Otobüs diğer bir seçenek olup
İstanbul – Nevşehir arası yolculuk 12 saat
Bursa – Nevşehir 11.5 saat,
İzmir – Nevşehir 11 saat,
Ankara – Nevşehir 4 saat,
Konya – Nevşehir 3 saat,
Kayseri – Nevşehir 1.5 saat
Sürmektedir.
Aracınızla gitmeye karar verdiyseniz izlemeniz gereken güzargah şöyle olmalıdır;
İstanbul-Ankara otobanını kullanıp Ankara varacak, Ankara’dan Konya yoluna devam edip sonra Aksaray sapağından devam etmelisiniz. Aksaray yoluna girdikten sonra karşınıza çıkacak olan Nevşehir tabelasına sapmanızla rahatlıkla Nevşehir merkeze varabilirsiniz.