Mısır Tapınaklarında, mezarlarda, duvar süslemelerinde hemen hemen her objenin üzerinde Mısır Hiyeroglifleri bulunmaktadır. Hiyeroglifleri çok kez duyduk ancak hakkında detaylı bir bilgimiz görene kadar yoktu. 19 yy’a kadar aslında dünya bu hiyerogliflerin anlamını, neyi temsil ettiğini bilmiyordu. Ta ki Napolyon Bonapart’ın Mısır’ı fethedip Rosetta Taşını bulana kadar.
Rosetta Taşı Nasıl Bulunmuştur?
Napolyon Bonapart 1798’de ordusuyla ve yanına aldığı 167 alim/bilim adamıyla Mısır’ı fethetmiş ve kayıp uygarlığı gün yüzüne çıkarmıştır. Rosetta Taşı İngilizlerin Napolyon’u yenmesiyle İngilizlere geçmiştir. Rosetta taşı 1800’lü yılların başından beri British Museum’da sergilenmektedir.
Rosetta Taşı
Rosetta taşında 3 ayrı dil yazılıdır. Taşın en altındaki antik yunan diline aittir. Büyük İskender Mısır’ı egemenliği altına aldıktan sonra burada Yunan Kanunlarını uygulamaya başlamıştır. Bundan dolayıdır ki antik yunan alfabesi kullanılmıştır.Taşın orta kısmındaki halk dilidir. En üstteki kutsal yazıdır.
Rosetta taşı bulunduktan sonra Jean François Champollion ve Thomas Young hiyeroglifleri çözmek için çabalar neticede hiyeroglifleri çözüp bunu konuşan bir dilin yazısı olduğunu ortaya çıkaran, sırlara yaşam veren Champollion olmuştur.
Hiyeroglifler’de Anlatılanlar
Karesel bir daire içine alınmış şekle kartuş denir ve bunun içinde kral’ın adı yazmaktadır.
Hiyeroglifler öbür dünyaya yolculuğun resimsel anlatımıdır.
Ölüm değil yeniden doğumun resimsel anlatımıdır.
Tüm mezarların doğudaki duvarlarında firavunların yaşamı çizilmiştir.
Mısırlılar için yaşam ölüm için bir hazırlıktır. Kral mezarları öbür dünyaya giden tünellere benziyor. Burası ölüm vadisinden öte yeniden doğum vadisidir aslında.
Mısır halkı firavunların ölüme giderken herşeyin kusursuz olması gerektiğine inanıyorlardı. Firavunların hayatta olduğu gibi ölümde de onların yanında olacağına inanıyorlardı. O nedenle mezar hiyerogliflerinin kusursuz olması gerekmekteydi.
Bazı önemli hiyeroflif örnekleri
Ankh : T harhi üzerine oturtulmuş küçük daireden oluşan antik mısır sembollerinden biridir. Bu sembole en çok İsis’in elinde rastlamak mümkündür. Antkh’ın sözcük anlamı yaşam demektir. Antik Mısır’da kadın ile erkeğin birlikteliğini simgelemekle birlikte Nil’in anahtarı olarak da bilinir.
Horus’un Gözü : Antik Mısır dinine göre 2 farklı anlam ve önemi vardır. Vicdanın sembolü olarak simgelenen gözün insanın içindeki tüm niyetlerini ve yaşamı boyunca her davranışı gözden kaçırmayan bakışı sembolize eder. 24 saat boyunca açık kalan gözdür. Diğer bir anlamı ise tanrının birliğini matematiksel boyutta göstermektedir.
Kartuş : III.Tutmose’nin kartuş örneği karnak tapınağında bir sütunda vardır. Etrafı çizgi ile çizilmiş içinde hükümdar isminin olduğunu gösteren oval çerçevedir.
Ouroboros : Kendi kuyruğunu ısıran yılan ya da ejderhayı sembolize eden işaret kuyruğunu yutup kendini yaratan bir yılanı sembolize etmektedir.
Sfenks: Kafası değişik hayvan figürlerinde olan ( koç, insan, kuş) aslan şeklindeki heykellere denir. Mısır’daki en önemli ve bilinen sfenks Gize platosundaki Büyük Gize Sfenksidir.
Şen Halkası : Mısır inancına göre çizgili halkalı bu şekil edebi hükmü temsil etmektedir.