Canım kuzenimin dünya evine gireceği günde onu yalnız bırakmamak için Köln’e doğru yola koyuldum. Düğün gününden çok kısa süre önce yanında olduğum için bana pek fazla yapacak, yardım edecek bir şey bırakmamışlardı. Bende fırsat bu fırsat diyerek havalimanından kiraladığım araba ile Almanya’nın Nümbrect kasabasından Brüj’e doğru sabahın 6’sında düştüm yollara. 350 km mesafe uzaklıkta bulunan Brüj için tabi ki önceden planımı yapmıştım. Yani buraya seyahat edişim sürpriz olmadı.
Brugge, dünyanın her yerinden insanlar için bir terminal gibidir. Herkes günün birinde oradan geçer.”
12.yy’dan kalma tarihi yapıları ile Ortaçağ şehri olan ve Unesco tarafından koruma altına alınmış eski bir şehir olan Brüj’e Martin McDonagh’ın yönettiği In Bruges filmini izledikten sonra bu şehre hayran olmuştum. Tarihe karşı özel bir ilgimden midir nedir bilemiyorum ama tarihi dokuyu hissedip onca yıllık binaların arasında parke taşları üzerinde yürümek beni fazlasıyla mutlu tarif edilmez bir duygu içerisine sokuyor.
Avrupa birliğinin başkenti olan Belçika’nın en tarihi şehirlerinden biri, 12. yy’da Avrupa’nın ticaret merkezi olmuş Ortaçağ’dan kalma bir kent düşünün. Tarihe karşı özel bir ilgimden midir nedir bilemiyorum ama parke taşları üzerinde yürürken tarihi dokuyu hissederek çan sesleri, çikolata kokulu sokakları, dantel süslü vitrinlerini seyrederek yürümek beni fazlasıyla mutlu, tarif edilmez bir duygu içerisine sokuyor.
Aşıklar şehri, kuzeyin Venedik’i olarak anılan şehir tarihi binaları, renkli çerçeveli pencereleri ve kanalları süsleyen köprüleri ile ziyaretçilerini Ortaçağ tarihinin içine almaktadır.
II.Dünya savaşından hiç bir zarar görmeden günümüze kadar gelen şehir 2000 yılında Unesco Dünya Miras listesine alınmıştır. Almanya’nın Wuppertal şehri gibi Brüj’e de bomba atmaya kıyamamış olmalılar!
Brüj’de yapılacak o kadar çok şey var ki; çikolata, patates, dantel, bira müzelerine gidebilir, el yapımı oyuncak satan dükkanlara uğrayabilir (hatta belirtmek isterim ki Tenten’in de anavatını burasıdır), Reie nehri üzerinde gondollar ile süzülüp çevrenizi hayranlıkla izleyebilirsiniz.
Şehirdeki kanallar 1128 yılında oluşturulmuştur. Zaten şehrin adı kanallar anlamına gelen Brugge’tir. Flamanca Brugge, Fransızca Bruges ve Almancası Brügge’dir.
Ortaçağ’dan kalma bir şehir dedik ama tabi tüm evler o günden bugüne dayanabilmiş değildir. Fakat mimari ve görselliği bozmadan eski evler restore edilerek silüeti bozacak görüntü meydana gelmemiştir.
Şehir 12. ve 15. yy’da altın çağını yaşamış 15.yy’dan sonra ise düşüşe geçmiştir. 19.yy’da ise turistler tarafından keşfedilerek yılda 2 milyon turist ağırlar hale gelerek bu sefer turizmde altın çağını yaşar olmuştur.
Bu şehre gelecekseniz telaşınızı, acelenizi bir kenara koyup, renkli pencereli, üçgen kırmızı çatılı tarihi evler arasından, kanallar boyu yürüyerek tarihi köprülerin üzerinden geçip kendinizi masalsı şehre teslim etmelisiniz.
Brüj Meydanları
Markt Meydanı
Belfry : 83 mt yüksekliğinde ki kule 13. Yy. da inşa edilmiştir. Kulenin en önemli özelliği 47 farklı çan sesine sahip olmasıdır. Şehrin panaromik manzarasını görmek isteyenlerin 366 merdiveni tırmanması gerekiyor. Kule eski tarihlerde gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Giriş ücreti 8 euro. 6 yaş altı çocuklara ücretsizdir.
Historium : 15. yy’da ki Brüj’ü öğrenmek istiyorsanız buraya girmelisiniz.
Provinciaal Hoof – Bölge İdare Mahkemesi : Gotik mimariye sahiptir. Yapımı 1887-1892 ve 1914-1921 olmak üzere ayrı dönemde olmuştur. Yangın nedeniyle oldukça tahrip olan yapı tekrar gotik tarzda inşa edilmiş olduğundan şehrin en yeni binalarından biridir. Binanın dekorasyonu ünlü artist Hendrik ve Gustaaf Pickery’a aittir.
Jan Breydel ve Pieter de Coninck Heykeli : Fransızlara karşı verdikleri mücadeleden ötürü onurlarına dikilen heykelleri.
Burg Meydanı
Stadhuis & Belediye Binası : Belçika’nın en eski binalarından biridir.
Eski Nüfus Müdürlüğü : Belediye binasının sol tarafındaki yapı. Binanın dışındaki altın sarısı heykeller adaleti, Musa peygamberi ve kardeşi Harun’u temsil etmektedir.
Brugge Vrije & Brugge Müzesi : Nüfus Müdürlüğünün bitişiğindeki bina.
Bishop Palace
Basilica of The Blood & Kutsal Kan Kilisesi :Kilisenin yapımına 1134 yılında başlanıp 1923 yılında ancak tamamlanmıştır. Hz. İsa’nın kanının bulunduğu pez parçası Kudüs’den Brüj’e bu kiliseye getirildiği için kilisede ziyaretçiler için oldukça önemlidir. Ve her Cuma günü emanet sergilenmekteymiş.
Diğer Görülmesi Gereken Yerler
- De Halve Maan Bira Fabrikası
- Patetes Müzesi
- Choco Story
- Dantel Müzesi
- Van Eyck Meydanı : Diğer meydanlara göre daha sakin, Meydanın tam ortasında ağaç altında bir kafe var. Önünde Reie nehri ve Brüj’ün birbirinden güzel köprülerinden birine karşı keyif ve sakinlik isteyenler için tavsiye edeceğim bir noktadır. Meydandaki Flaman ressam J. Van Eyck’ın heykeli 1878 yılında Hendrik Pickery tarafından dizayn edilmiştir.
- Groeninge Müzesi : Avrupa’nın sanat açısından en zengin müzelerinden biri olan Groeninge müzesi Djiver 12 adresindedir.
- The Toll House : Brüj’ün en eski binalarından olan yapı günümüzde eyalet kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.
- The Churchof Lady – Flemenkçe adı Onza Lieve Vrouwekerk : 1475 ila 1564 yıllar arasında yaşamış olan İtalyan kökenli Rönesans dönemi ressamı olan Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni’nin İtalya dışında bulunan tek eseridir. “Meryem ve bebeği İsa”. Heykel 1504 yılında Siena Katedrali için yapılmış olsa da 1514 yılında tüccar olan Jan ve Alexande Mouscron kardeşler tarafından satın alınarak Brüj’e getirilmiştir. Kiliseye giriş ücretsiz olmakla birlikte heykeli görmek için 3 euro ödemeniz gerekiyor. Kilisenin yapımı 13. ve 15. yy’lar arasında olmuştur. Kilisenin içinde ki meşhur heykel gibi 122 metrelik çan kulesi de görülmeye değerdir. Kulesinin uzunluğu ile şehrin uzun yapısıdır. Almanya Landshut’da ki Aziz Martin kilisesinden sonra dünyanın en uzun 2. tuğla yapımı kuledir. Adres : Mariastraat
- Old St.John’s Hospital : The Church of Lady kilisesinin hemen karşısındaki yapıdır. Avrupa’nın bilinen en eski hastanesi olan bina 1978 yılına kadar hastane olarak kullanılmıştır.
- Gruuthuse Müzesi: The Churh of Lady kilisesi ve Old St. John’s hastanesi gezdikten sonra ayı cadde üzerinde devam edince 2 yolun tam kesişimindeki 2 katlı bina Gruuthuse müzesini göreceksiniz. 13. ve 15. yy arasında Brüj’ün ileri gelenlerinden olan ailenin yaşadığı evde günümüzde ailenin kullandığı eşyalar sergilenmektedir. Konum itibariyle 2 yolun tam kesişiminde olduğu için müzenin altındaki kafe’de dinlenmek ve etrafı gözlemlemek için kendinize vakit ayırıp bu arada sokak sokak gezmenin verdiği yorgunluğu biraz olsun üzerinizden atabilirsiniz.
- Begijhof– Beguinage Manastırı: Manastır düşes Margaretha of Constantinopel tarafından 1245 yılında Reie nehrinin kenarına yaptırılmıştır. Etrafı kale ve surlar ile çevrili yapı 1927 yılından bu yana Hristiyan Katolik mezhebi Benediktin tarikatı tarafından kullanılmıştır. Benediktin tarikatından sonra bugün kadınlar için dini bir manastır olarak kullanımına devam edilmektedir. Manastırın girişi sanki bir film için kurulmuş set gibidir. Bahçeye doğru ilerledikçe beyaz yapılar göreceksiniz. Bunlar ise Unesco tarafından koruma altına alınmıştır.Giriş Ücreti : Avlusunu gezmek ücretsiz olup evlerin içine girmek isterseniz 2 euro ödemeniz gerekecek. Brüj şehir kartı olanlara ücretsiz.Ziyaret Günleri ve Saatleri : Hafta içi her gün 06:30 – 18:30 arası açıktır.Adres Begijnhof 30
- Minnewaterpark : Aşk gölü olarak bilinen park hemen Beguinage manastırının yanında yemyeşil bir alandır. Eğer vaktiniz varsa park dinlenmek için oldukça cazip bir yer olacaktır.
- Sint- Salvador Katedrali : 13. yy’a ait kilise şehrin ana kilisesidir.
- Kruispoort – Şehir Kapısı
- Begijhof – Beguinage Manastırı
- The Church of Lady – Onza Lieve Vrouwekerk : “Meryem ve bebeği İsa”
- Minnewaterpark
Bazı İşe Yarar Bilgiler
Brüj’de kanal turu yapmadan dönme.Yarım saati 7 euro. Bir çok farklı noktadan tekneler kalkmaktadır.
Simon Stavin Plein caddesindeki Chocolate Line’a git ve çikolatayı buradan al.
Alışveriş için Steenstraat’a git.
Dijver caddesinin sonundaki Vismarkt balık pazarına git.
Sakın patates kızartması yeme. Çok tuzlu olduğu için yenmiyor.
Grand Plaza’da çarşamba günleri kurulan pazara git.Flaman ressamların eserlerini merak edenler mutlaka Brüj’de bulunan müzelere ziyaret etmeliler.
Brüj Şehir Kartı 48 saati 40 euro, 72 saati 45 euro’dur. Kart’ı aldıktan sonra nerelerde kullanabilirsiniz diye detaylı bilgiyi internet sayfasından alabilirsiniz : Brugge City Card
Brüj’e Ulaşım
Brüksel’den 1 saat, Antwerp’ten 1 saat 25 dakika ve Ghent’den 30 dakika, Ostend’den 15 dakika tren ile kolayca ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.Brüksel’den araba ile gelecekseniz mesafe 95 km’dir.
Otopark : Şehir içinde az sayıda kapalı otopark mevcuttur. Yol üzerinde bir çok otopark var ancak maksimum park ediş süresi 2 saat. Eğer yol üzerine park edecekseniz 2 saat sonra tekrar aracınızın başına gelip fiş alıp aracın ön konsoluna koymalısınız. Kapalı otopark’ın günlüğü 8 euro olduğu için hem fiyat olarak oldukça uygun hem de daha güvenli olduğunu düşünerek biz kapalı otoparkı tercih ettik.