Gezdiğimiz yerlerde bir şelale varsa mutlaka görmek isteriz. Turgutlu şelalesi Orhaniye’den 6,6 km, Selimiye köyünden ise 13,4 km uzaklıkta ufak bir tabelanın yönlendirmesi ile toprak yoldan 1-2 dakika içinde ulaşmak mümkündür.
İçeri girer girmez sık bir bitki örtüsü içinde doğal flora ve fauna ortamında çam, sığla ve çınar ağalarının arasından yürüyüş yollarını kullanarak şelalenin ilk havuzuna ulaşıyoruz. 2 -3 metre yüksekten akan suyun sesi ve havuzun berraklığına hayran oluyoruz. Merdivenlerden yukarı devam edince tekrar bir havuz daha karşımıza çıkıyor. Bu ilkinden biraz daha büyük ve daha gölgede. Yaz aylarında serinlemenin en güzel mekanlarının başında gelen şelaleler dinlenmek ve kafa dinlemek içinde tercih edilmesi gereken yerlerden biridir.
Tabi ki anlayacağınız gibi bu kadar soğuk suya girmeye cesaret edemiyor ve yürümeye devam ediyoruz. Ama bir farkla; ayaklarımız suda şelalenin yumuşak akışına karşı taşların üzerinden etrafı izleyip, doğanın sesine kendimizi vererek gezimize devam ediyoruz. Suyun soğukluğuna alıştıktan sonra yürüyüş öyle zevkli bir hale geliyor ki kendimizi durduramıyor en yukarı doğru çıkmaya çalışıyoruz.
Turgutlu Şelalesinin ayrı bir özelliği de içinden bu kadar rahat yürünen coğrafi yapısına sahip olması tıpki bir merdiveni anımsatmaktadır.
Şelale’nin içinde dinlenmek, bir şeyler yiyip içmek için bulunan tesislerin birinde oturduk. Burası eski değirmenmiş. Bahçenin tam ortasındaki ekolojik ağaca girip zamanında yırdım düşen ağacın içeride oluştuğu boşluktan gökyüzünü görme imkanımız da oldu.